Zeugma
biliyorum
kulağına fısıldadığım sözcükler kalınlaşırken ağzımdaki ıslaklık yetmeyecek içindeki çorağın peyzajına yine de uzanacağım bahçendeki verandaya aslında ne tapınılacak bir mabed ne de içinde cevher aranacak bir maden değildi bu yanaştığın ten işte alt tarafı bir ben dudağım tutkudan bir yumru sen bana giden her öpüşte yedek bir yolcu bir hummalı seyyah iniltilerin ve nefesinin otamasını saymazsak kapatsam gözlerimi dayayıp göğsüne tüm biletlerim yanacak kaybolacak bavullarım iki dağın arasındaki o uzun yolculukta bak bana gözlerim yön tutmaz bir pusula ne yöne baksam o yönde kayıp bir Zeugma ne şimal ne de garbın afakı yetecek bu ayartmaya yaklaş bana çocukluğunu da alıp geç arkama ve anne rahmindeymişiz gibi sarıl büyüt beni aşkla fhrn-jir |