KARhangi gizli hırsız girdi gizemli ormanlarına göğün hangi güçle salladı akasyaların dallarını çiçek çiçek ki kurşun rengi bulutların eleklerinden titreşerek eğlencesiz bir debdebe duyulmaz bir beyaz düğün gibi sardı her tarafı ve yağdı aralıksız bütün gün narin beyaz bu eşsiz kar ay sonatı’nın en aylı notaları mı raksediyor üryan duyarlı kulaklara ve susuz dudaklara dokunmak için dostoyevski’nin beyaz gecelerinde unutulan gencin nazara gelmiş ümit saksılarında umarsızca kuruyan en beyaz çiçeklerin tozu mudur buz nefesle soluyan talaz talaz bu sessiz kar düşleriyle buluşturur en uykusuz ovaları ormanları yağar öyle sere serpe pırıl pırıl yağar yağar habire siyahları ak bezeklerle bezer cila çeker çirkinliklere kapatır beyaz perdelerle en karanlık ve en kirli camları ama kirli utanç çarmıhında kanayan kara vicdanları kapatamaz bu temiz kar bilirim hem güzeldir hem cesurdur özverilidir bir de atar kendini uluorta tohumun da toprağın da üstüne sıcacık bir ev olur ve basar onları seve seve göğsüne ve ben çırpınır dururum bencil bir sorunun derinliğinde bir gün benim de şu soğumuş bedenimi ağırlar mı evinde bari biraz bu evsiz kar |
tebrikler.