Fuşya
Sanrıl kostümüm
Histerik aktörlerin dudaklarından diktiğim siyah beyaz aşksız filmler kuşağında bir iç çekişi oynuyorum, fuşya Romeo’yu giyiyorum Juliet’in öldüğü zamanlarda Lethe nehrinde boğduğum bir intihar dolusu giz’im tenim boş bırakıyor bazı tenlerin sorularını saçıma taktığım Kaf Dağı tacının altında bir tanrı usûlünce ağlıyorum bir meftundan koparılmış aşk gibi ağlıyorum Şehrin tuzlu revizyonu insanın üstüne yalnızlığını alıp evden çıktığı saatte uçarken tereddüt ediyor kırlangıçlar kiremitlerin üzerinde uyuyakalıyor yağmur her yüz biraz daha Kafka’nın böceğini andırıyor yalnızlığım benim yazılmış pek çok romandan suçlu bulunuyor Sürgülü kollarımın itirafı denize düşüp bir yılana bile sarılabilsem, fuşya sonunda ölümüm de olsa bir düelloda sırt sırta verebilsem bir insanla... Hande Karataş |
Okumak gerek bu kalemin mürekkebini,
y'anmak icin Kâf dağı ardındakileri...
Tebrikler