Labirent ÇıkmazıYorgun aynalarda mahkûm boyutlar, Mahcup mevsimlerin koynunda zaman. Sonsuz mavilikte yüzer umutlar, Çöker vadilere bir sinsi duman, Kucaklar dağları tül tül bulutlar. Zamanı eğirir sihirli kirman, İrkilir geceler baykuş sesinden. Muhayyer peşrevde dolanır keman, Ufuklar daralır endişesinden. Korkulara ağıt yakar asuman. Bir sancı saplanır göğün bağrına, Kuşların telaşlı bakışlarından. Felek isyan eder zulmün kahrına, Kan sızar dünyanın nakışlarından, Yankılar, hoyratça çarpar çağrına. Deli vakitlerde vurdular ay’ı, Saklandı yıldızlar korkularından. Gerildi ihtiras okunun yayı, Denizler dilini yuttu ârından, Mendebur bir büyü sardı doğayı. Kurtulur duygular cenderesinden, Geceyi kamçılar uğursuz cadı. Gün batar gönlümün penceresinden Sorgular aklımı bir zalim kadı, Sulanır fikirler kin deresinden. Asil düşünceler küreğe mahkûm, Kayıp zamanlardan bir rüzgar eser. Çöker omzuma mukaddes yüküm, Mantığın yolunu iblisler keser, Kaderin fermanı değişmez hüküm. Bir deli sancının tutar inadı, Böler uykuları zamansız düşler. Hayallerin kırık kolu, kanadı Donar dudaklarda bedbin gülüşler. Kesilir ansızın fikrin tiradı… Aydınlık günlerin önünde sisler, Kördüğüm duygular boğar ruhumu. Yalancı bu pırıl pırıl akisler, Saklar arkasında bin uçurumu, Dağlar gönülleri amansız hisler. Darılır binlerce cevapsız sual, Boyutlar kaybeder bir ân ölçüyü, Ölüm belirsizlik rıhtımında sal, Gelir yolun sonu, bozulur büyü, Varlık aynasından silinir hâyal… İbrahim Sağır |