Devriye
DEVRİYE
Kevn-ü mekan, devr-i zaman yok iken, Zat-ı Mutlak ile sırda ben vardım. “Ol” emriyle var olunca mevcudat, Zerre zerre anasırda ben vardım. Hayli zaman anasırda dolaştım, Her maddenin boyasına bulaştım, Gahi narda,gahi abda yol aştım, Yağmurda,doluda,karda ben vardım. Nebatat katında ıss-ı can oldum, Bilmedim o halde kaç asır kaldım, Çimen oldum, ağaç oldum, gül oldum, Üzümde, ayvada, narda ben vardım. Özümden beslendi nesl-i hayvanat, Kan geldi bedene devindi hayat, Sardı varlığımı tekmil hissiyat, Denizde, havada,yerde ben vardım. Adem suretinde cennete idim, Havva ile bir hoş halvette idim, Nefse uyup yasak meyveden yedim, Bab-ı cennetteki nurda ben vardım. İsyanım sebebi arza sürüldüm, İlk peygamber Adem ile görüldüm, Kırk yılda Havva’yı buldum duruldum, İlk insan olarak berde ben vardım. Nuh’un gemisiyle deryalar aştım, Eyyüb ile nice bin derde düştüm, Yahya ile kanım yerlere saçtım, İbrahim Nebiyle harda ben vardım. Yusuf oldum kör kuyuya atıldım, Bir kervanda esir olup tutuldum, Mısır diyarında köle satıldım, Yakup ile ah-u zarda ben vardım. Veysel Karaniyle deve güderdim, Kerbela’da Hüseyin’e su verdim, Hallac-ı Mansurla enel Hakk derdim, Bühtan Ateşiyle dârda ben vardım İbrahim Sağır |