Ağız Tadıyla Ölmek...
Ne zaman seni düşünsem, bu kente yağmur yağar mutlaka.
Yanaklarım ıslanır, Yüzüm sana boyanır sonra… Uzaktayım şimdi, Ve çok uzaksın aklımın ucuna bile. Ücra bir hayalin kırılma noktasındayım, haberin yok. Yıkılıyor şehir, Çöküyor dağ, Bükülüyor dudaklarım, Dizim toprağı öpüyor sonra. Yoksun ya, Ve yüreğim ilk defa böylesine yoksun senden, bilmiyorsun… Sen assan yüzünü bir gülücük asılır o an yüzümde. Bir cellat vurur kendi boynunu, Bir martı zirvedeyken kapatır kanatlarını, Son dalışı olur o dipsiz boşluğa. Ve bu son dalışım gözlerinin sonsuzluğuna. Son gidişin bu, Son uğurlayışım seni. Uğruna ölmüşlüğüm var benim, hem de kaç kere. Mesela saçlarını kestirdiğinde bile, her bir saç telin yerine… Her şey inceldiği, insan incindiği yerden kopuyor hayattan! Yüreğimi burkuyor vedaların, incitiyorsun. Sızlatıyor içimi aklıma gelişinde bıraktığın ayak izlerin. Öyle bir uğrayıp gidiyorsun. Düşüyor içimde bana kalan son şehir. Ve düşüyor sevdanın gardı, Gidiyorsun. D/üşüyorum ardından… Son nefesi vermeden ve sarılmadan toprağa tenim, Dudaklarını dudaklarıma göm. Ağzımın tadıyla öleyim… Ezgin KILIÇ |
Çok güzel şiir ve ayrıca bu söze de bayıldım. (:
Tebrikler.