Vazgeçilmez
Kalem akıp gidiyor
Ve ince bir melodi dağıtırcasına ortalığı kasup kavuruyor, mutlu olmaktan yoruldum. Yine de hayattan vazgeçmiyorum. Ta ki beni buradan atasıya kadar başka bir kent de yaşıyorum. Nereye baksam döl yuvası, amaçsız ve sapmalı öyküler, teşhir ediyor süzülen bir güvercin kendini pazarlıyor masum denilen gençlik, ve her yerde rahat bir yaşam ve gelecek mutlu olacak, diye bir yargı aşılanıyor. Ve güzel bir kadın seslendiriyor şarkısını, ama önce kendini sunuyor bereket tanrılarına, aşağılık bir kurban edasıyla dansını sunuyor. Ve gülümsüyor içten duygularıyla, o mutlu ve hayatından memnun. Çünkü alıcısı olacak bir süre sonra, o kucaktan bu kucağa atılırken ben aşığım nidaları süzülecek yalancı dünyanın semalarına. Ben özgürce yaşıyorum ve hayatımı kendim kazanıyorum diyecek bir yerlerde. Kimse ona gerçeği sunmayacak ve dile getirmeyecek bu acı dizeleri yazan şair bozmasıda onu yatağa atmak isteyecek ve hayvansal bir içgüdüyle gerçeği o bilindik gerçeği aktarmayacak. Sen orospulaştın demeyecek sen duygularını ve bedenini kendi arzularına satıyorsun da ben aşığım ve özgürüm gibi kelimelerle gizliyorsun gerçeği demeyecek. Adi ve tekdüze gelişen hayatın şablonları da değişmiş. Tutsak edildiğimiz kalıpların, sınırlarından çoktan uzaklaşılmış. Ve artık yeni bir filim vizyona giriyor. Uzaklaştırmak istiyor beni özümden sevdalarımdan ve kavgamdan ayaklarım onun ayaklarına uymuyor, rüyalarım uçup gitmek istiyor. Beni istiyor yine de o kavgalı filim, ben kopuyorum her defasında işte o an yine kaçmak duygusu, git diyor, yok et herşeyi. Sen burada bir mecusi, bir fani, o beni yok etmeye çalışıyor ben diyorum yok olmayacağım, kaybolmadan dirileceğim ve bu hayattan vazgeçmeyeceğim. Erhan-03 |