Sana Bir Ses Veremedim
Karanlığın sustuğu yerde
yeni bir türkü başlıyor, beni alıp korkularıma götürüyor. Geceler yalnızlığa tutkun ve kader ağlarında takılmış bir akbaba gibi düşünceler. Hiçbir yargısı olmayan bir zamana dengesiz bir uçurtma gibi savruldum. Bir aşka mahkum olmak var iken kendime hapsoldum. Ah alıp götürse beni sevdam arkasından ağladığım güzel yüzlü, bir duman alevinde içime dolsan. Yazgısız ve nafile bir yaşantı, Bir tutarsızlık, bir dengesizlik, Bir boşluk, bir alacakaranlık, Bir bulantı, bir tiksinti, Daha adını sayamadığım saplantılar. Bir dönüp dolaşan düşünceler, Bir varolmak, bir yok oluş Her defasında hapsolunuş. Acımasızca yaşana intihar, Gülüp geçişler ve kendine gelişler Tutkular, gerçekler ve yalnızlık. Ah kalıpların zorladığı insanlık Hırslar, inançlar, idealler, Kaf dağındaki dünyayı yıktım. Karanlığın sustuğu yerde Yeni bir yaşantı başlıyor. Tanımlanmamış ve adı konulmamış, Bir yerlerde gizli duran Beni bir gün alıp götürecek, Beni de zincire ekleyecek. Ah o zaman ne zaman Bir koysa beni yanına. Karanlığın sustuğu bu yerde, Bu zamanda bu şehirde, Sana öyle muhtacım ki, Al götür beni kendine, Al koy en kıyıdaki mahzene. Erhan-2002 |