Beraber
kendi masalında kaybolan çocuk...
düşler getireceğim sana istanbul’dan tuzlu bedelleri damıtıp martılara iliştireceğim beyaz beyaz kız kulesinin asaletini takacağım saçlarıma buram buram deniz kokacak ellerin nihayete ermiş birlikteliğimizin sonsuza karşı koyuşu bu Samimiyetin naif dokunuşları anlımda senin ellerinde dinliyorum huzuru Kuşatması gibi kar tanelerinin şehri İki gözyaşı teslim beyaza bu ortak bir yokluk aslında bu bizim yalnızlığımız bir gökyüzü çatısında başka şehirlerde üşümek hep bu yüzden belkide seninle ıslanmayı özleyişim yaşadığımız zamana eşittik doğduğumuz an’a denk biz çocuğuz aslında nasıl başlamıştı hikaye? bütün renklerin liderlik savaşında kıyamet kopmuş şimşekler çakıp gök yarılmış gözyüzü ağlarken doğa ana bütün renkleri birleştirmiş gökyüzü susmuş gökkuşağı doğmuştu hani bir avuç sevgi, hüznüne ay düşmüş bir gölgeyim bir beşikten düşer gibi günahsız ve karanlık şu an içim bizim bir masalımız var içinde kaybolduğumuz... gün doğumlarını getireceğim sana istanbul’dan sabahın yosun akşamların anason kokusunu paklayan hanımelli kokulu anaları balıkçıların besmelesini getireceğim hiç eskimemiş dalgalar erguvan kokacak elvan elvan eksilmemiş eskiler alacağım bit pazarından üç beş yanılgı olacak karşılığı demlenecek sevgimiz sonra doğa ana birleştirecek bizi bibirine karışacak renklerimiz eksilmeden çoğalacak yıllar zafer bizim olacak ve aşk ölümsüz doğacak o vakit inanır mısın? evet inanırsın sen bende varsın ben kadar ben kadar hayalime hasret değilim şu an çıkmaz sokağımın kader kokan sayfalarını saçmış sanki Tanrı gökyüzüne her yola koyuluş bir eve dönüş yolculuğu olsun isterdim ve daha inanılmazı ne biliyor musun ? her yer şimdi bembeyaz... yakut sevdalardan getir bana efsanesi nehir gibi aksın perdelerimde, annemin el yazısıyla yeniden yaz adı istanbul olsun kendi masalında kaybolan kadınların... |
Tebrikler