Seni istiyorum
Dağ beni çağırıyor
Ben bağrına taş basmış ınsanım Baki kalan sonsuzluklar istiyorum! Hani nerdesiniz? Bir Deniz’in kenarindaydi O heybetlim....o cânim .... Bak utanma bak! Gözünü kaçırma... Suyuyla yeşerdi soluğuyla büyüdü! Neden tuzu soldurdu? Niye yine kurumuş dalları Denizi gösterir! Bana inanacağım bir şey söyle! Her dafasında... Kaderi suclamak yerine sabretmekle mükellef olduk! Inisli cikisli gecen hayatta... mükelef oldugumuz hisslere tartismasiz sahip çıktık... Oyüzden midir ki... Yalanları bile bile kabul buyurduk! Bana kurgusuz bir hayat göster! Kimsenin fiske atmadığı Başı başına doğrularıyla Boğulanı işaret et... Göster bana! Düsüslerde kaderini şansa terk etmeyeni! Sövmeyeni... Küfretmeyeni.. Bedeni yorgun.. telef olmayan...emektarı.... onca sorumluluk taşıyan Analar... Ne kadar kaygısız olabilirki? Bana zar atmayan insan lazım! Kaderini şansa bırakmayan Yetimine zulüm etmeyen Filiz vermiş hububata değer verdik! Mükafatlandirildik Duygunun ifadesi degilmidir Dagilmis harman kirintilarini bir araya getirip birlestirmek? Yerden ufacık toz tanesini yok etmek belimizi bükmez! Buna karşın O tozu ordan kaldırmanın kullanımını YAZ! Gerçeği utanmadan imâ etmek istiyorum! İnanıyorsan....dinle! Bir olgu olarak gormek değil içindeki sevdayı yaşayabilmek! Ne olursa olsun dim dik ayakta tutabilmektir marifet! Seni istiyorum.... Gelip geçici olan hayatı Küçümseme! Ortasında bir hayat... Onlarca tüketecegin nefes var! Bunlara rağmen BEN Gecenin içinde, Hasretin koynunda pusuda yatıyorum Biliyorum bu ateş hiç sönmeyecek.... hiç geçmeyecek... Hanife Bayazıt |
"Evet/hayır aşk bir süs ya da lüks değildir" dedik...
Yine ses'li bir Şiirdi okuduğum..