Eski Bir Düğünden Kalma Kırık Pencere
yolculuklarımın
cam kenarı, dağılgan kırılgan hayal kırıklarından köpüklü nehirlerin soğuk, ısırgan, kirli eldivenlerine atmaktaydım kendimi... camları durmadan kesip kanatan kırık bir pencereydim oysa ki bir gazete parçasıyla üzeri örtülmüş emanetine sahip çıkamayan tebeşirle kenarlarımdan geçmekteydi keder bu sırada ölümler görmüştüm sakiler omzuma dokunup sözcüklere dokunmaya cesaret edememişlerdi güzel günler yaşadığım tek zaman dilimiydi sarı saçlı kısa şortlu çocukluğum annemin elinden tuttuğum sıcak yaz tatilleri ufukta yeşil minareli köy camisi yitirilmişti çoktan hafızamda çekip gitmişti tüm sevdiklerimi yanına alıp eski bir düğünden kalma aile fotoğrafımızdaki gülümseyişimizden daha uzaklara ÖDÇ |