![]() Mektup
Balgam sökücü öksürükler mevsiminde doğan bir babayı
kabul edecek misin? Bilmiyorum kızım.. Bu satırları okuyup okuyamayacağından pek emin olamıyorum. Okursan,başardım demektir.. Okumazsan merhamet etmeni dilerim,suçlamadan önce.. yanlış zar attım bir kez daha.. Özür dilerim.. İntihar metodları üzerine tez’ler hazırlamakla ömrünü geçiren, kıyılarından yediği dalgalarla kumdan kaleleri yıkılan, içtiği kadehlerin sayısını hatırlamayan, bu hayata mahkum edilmiş, inançlarını yenileceğini bildiği savaşlara süren bir ebeveynin diliyle sana izah etmek istiyorum, beni… Babanı… Yetiştiğim kültüre ait olmayı ben seçmedim,inan.. Cumhuriyet çocukluğu sıfatına biat eden, ülkesi için dağlara çıkan,savaşın ortasında pişmanlıklarını düşünen, günahlarının vebali muhakkak ödetilen bir hayatı… Üstelik, lumpen olmayı bizim devirde kimse istemezdi, göçebe,sürgün ve yılgın doktrinlerden bozmaydık. Günaydın öldüren bir sülalenin son temsilcisi, soyu tükenen bir neslin son ümidi olarak dünyaya getirildik.. Sana miras hakkım bile yok. Henüz doğmadın ben bu satırları yazarken. Seçim sonrasına bırakmak istemedim diğerleri gibi.. Nitekim, çılgın hayal kırıklıklarım beş para etmeyecek gelecekte... Ama,tüp kuyrukları çeken bir halkın yaşam mücadelesine tanık oldu gözlerim. Devrimin,direnişin son nefesini,darbenin gölgesinde sönen hayatları.. Köhne,izbe bir çocukluk armağan edilmişti üstüne. Çamurdan,gazoz kapakları ve misketlerden başımızı kaldıramazdık. Üstümüz başımız çamur olurdu, göz yaşlarımız bile.. Kıstasımız yoktu,aynı siyah önlükleri giyerdik, aynı karanlık günlerde nefes alıp verirdik, kırkar kişilik sınıflarda.. Silginin mucizesine o günlerde tanık oldum kızım.. yazdığım her şeyi silebiliyordum.. en çok da seni seviyorumları.. Sildim kızım.. Beni iyi edecek her şeyi.. Mutluluk oyunlarımı,aşk alfabesindeki kronikleşmiş yalanlarımı, ben çok güçlüyümlerimi,meziyetli bir adam olduğumu…. Sildim.. İlkokulun tebeşir yutan talebelerinden en sarışın ve utangaç olanıydı baban. Büyümek en acı olanı işte.. Büyüdükçe yalnız kalbini değil, bütün hayatını paramparça ediyorlar kızım.. Aldatılmanın verdiği tarifsiz elem, yerini kanıksanmış acılara bırakıyor.. Dilim döndüğünceli cümleler hiç kurmadım lakin, bilmediğim konuda dilim hiç dönmedi. Sen de öyle ol ileride, sus ki kelimelerden daha anlamlı görünesin… Toz pembe hayaller kurma emi büyüdüğünde! Beyaz atlı prens filan olmayacak emin ol.. Üzüleceksin ama masallar bile iflas etti.. Ne kadar muktedir olurum, nasıl bir yüzle sana bakarım,aciz ruhumu ne ile besliyor olurum sen masal istediğinde kestiremiyorum şimdiden.. Ortalıkta pek iyi sayılmaz kızım… Soytarılar türedi,aşklar art niyetli.herşey para olmuş. Namus denilen kelimeyi en çok namussuzlar ağzına alıyor.. Baleyi gitmeni, keman çalmanı, yüzmeni, yabancı dil öğrenmeni, üniversitede istediğin bölüme girmeni ve bitirmeni ne kadar çok istiyorum bilemezsin. Bunlar için sana koskocaman bir hiç hazırladım.. Utanmanı istemem bizden, annenle birbirmizi sevdiğimiz için olmanı diledik.. Herkes hata yapabilir. Sende yapacaksın. Doğruyu bulmak aslolan değil mi? Doğru nedir, bilmeyen cahil bir adamdım işte.. Bazen hayatta ıska geçiyor insan,elinde avucunda ne varsa. En yakın dostları,arkadaşları kayboluyor parmak şıklatma hızında. Suçlanıyorsun, başına kötü şeyler geliyor. İş bulamıyorsun, para kazanamıyorsun, adından başka hiçbir şeyini bilmeyenler senin hakkında konuşuyorlar.. Çok ızdırap dolu yıllardı çookk.. Başıma çok iş açtım ben kızım sen olmadan önce.. Kavgalarım oldu, ağzım ve burnum birkaç şekil değişikliğine uğradı.. Sapasağlam kalan tek yer’ruhum’du belki. Ruhumu çok yordum, sana yetecek bir yer bırakmadım, özür dilerim... Yo güçsüz değildim. Sadece raporluydum.. Dokunamazdım, çünkü dokunduğumda harfler kadar hafif hasarlar veremiyordum karşımdakilere.. Büyük anneni kaybettim üstüne kızım, yıllar oldu. Çok üzüldüm. Acı’dı canım. Tanısaydın eminim çok sevecektin.. Hiç ölmeyecekmiş sanıyorsun değil mi bizleri ? Belki hatırlandıkça acıtacak hatıralar olsun istemiyorum arkamda... Kızacaksın bana. Senin kahramanın olmayı bende çok isterdim. Seneler boyu eksik bırakma hissi belki kanatıyor şuan da beni.. Bu ilk affetti kızım.. Biraz daha yoracağım gözlerini çünkü çok özür dilemedi baban hayatta.. En çoğunu sana sakladı! ÖDÇ 4 Haz 2011 |