Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. LA ROCHEFAUCAULD
Paylaş
yeri gögü yaratan dereleri taşırdı severim insaları küfür eder gibi
Ölüsü elli kilo etmez Vuruldu ihanetten sevda Çünkü ihanet sevdaya dair Çünkü insan evladı zûl Demirden terazi olsa tartmaz bir kılını akıl
Hep dağlara taşlaradır Hep yukarı Asidir insanlarım oysa ayaklarında çamur Bir lastik ayakkabıyla bile fethetmek ister dünyayı
Bon pour l’orient « doğuya layık » insanlarım Öğrenecek her kes sevmeyi Altında yada üstünde toprağın
Altaylardan geliyorum Hep karda kıştadır sol yanım Ayaklarımın buzunda bir sevda Deve çeke çeke Ayran içe içe
Bu memleket ahalisinin nikahı Yemende, çanakkalede kıyıldı çocuk Kimi hain olup dağa çıksada ki sevdadandır Bir birimize kan borcumuz var kardeşten öte Bu memleketin her hanesi bir biriyle akraba Etle tırnak olsun diye Kısıyorum gözlerimi Secde ederken kanım sana Akarak seviyorum ben memleketi Hep tırmanan yayla çiçeği sülalesi Oda sıcaklığında toprağa verdiğim insanlarım Ve bayır gülü gibi omzuma yüklendiğim Ve benim insanlarım Sefk-i tabilerim çocuklarım iç güdülerim
ve yaşamak ister ölüsü bile yayılmacıdır, emperyalist sevda bir dizi inci gibi dağılır yanağına Satır arası gözyaşı boncuk sıraları içinde iç içe sarılı bozkır rüyalarım
Ve hiç bir geçerli tanımı yoktur sevdanın Sürpriz, şaşkınlık, nereye ? Güneşe doğru göçer her sevdalı Ve sarışın meleklerin gökyüzü yarılarak bağlayan halkaları bir bir açılır sevdanın ?
ölümden sonra hayat’tan?? önce oysa yaşamak gerekir sevmeden önce ağaçlar bitkiler kuşlar gibi yaşamak nefes almaktır ? vesselam basit önce
sığınağımız toprak cömert ayırmadan herkesi kucaklayarak ve tutku ile hissederek acıyı gözlerini kısmaz insan evladı içine çekerek sigara dumanı gibi mesela şikayetsiz, cesur bir mağara duvarlara hikayesini kazıyarak su geçirmez bir hayat bir otoyolun ortasındaki canlı dinlenecek zaman yok yaşa ! yaşa ! sev ve öl! sadece ağızlar farlar gibi bakıyor Hayran hayran Gülüyorsun kalbin ağır?
Bir bilsen kaç milyon insan yaşadı, senden önce o eski insanların çıplak anısı var birde ki Phoebus yaldız heykeller ekliyordu erkek ve kadın kendi gölgesinde doğal ve kaygısız oynaşırken Ve gökler ve güneş okşamada sırtını asil çatıyı inşa etmek için Cybèle sonra, bereketli cömert ürünlerinden Bulamıyordu oğullarına pahalı bir hediye Ama kalbi bir kurt hassasiyeti ile kabarmıştı Emziriyordu evreni kahverengi memelerinden
ekin ve arpa ve derken harman. Şık, sağlam ve güçlü adam, kralların atfettiği apoletlerinden memnun; Saf meyvesi bütün mezalimin ve bakirelerin, Eti yumuşak ve sağlam ısırıkların !
Tasavvur etmek için şimdi, Görünen o tanıdık gerçeği Erkek ve kadının sevdasının yalın gerçekliğini ruhunu sarmalamış soğuk karanlık bir şal Tehdit dolu bir siyah tablonun önündesin. Ey korkunç canavar, kendi giysisine ağlamada! Ah aptal sevda! yüzlerine layık maskeleri! ey zavallı bükülmüş gövde, ince tombul ya da sarkık, Faydasız, amansız Pirinç kundaklarına sarılmış çocukları! Ve sen, ne yazık ki! mum gibi solgunsun, Yani, bakire kanı içiyor sevda kalıtsal memesini sürükleyen analık günahının Ve doğurganlığı bütün dehşetin! kalbi pamukçuk tarafından kemirilen yüzlerin,
Ve evet memleket sanat tanrıcalarımızın geç icatları Sağlıksız sevdaya engel değil Derin bir hürmet duymak için anısına - Bir kutsal sevda, dingin, sade görünümlü bakışı duru ve berrak su gibi, Ve her yerde, hedonistçe yayılacak kuşlar ve çiçekler mavi gökyüzü gibi memleket
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
memleket sevdası şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
memleket sevdası şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.