Seyyan Hanım
Bir düşün bodrum katı
Derin bir hışırtı geçmişten gelen Tiz bir miras antika masallara Eskimiş bir gül dönüyor kendi etrafında Ölüm hiç sızlanmıyor kucağında Hiç solmuyor pencere kenarı çiçekleri Ve ancak Bir kuşun kanadı kadar karanfil kokuyordu saçları Huysuzdu kirpikleri Bir kapandı mı zor açılırdı onca karanlıkta onca iksirli kedi bile sakinleştiremezdi mırıldanışlarıyla Bazı anıları taşıyabilmek için Gerçekten ırgat olmak gerek bu zorlu yazgıda Bazen bir plak çiziğini tercih ediyoruz Cennetten bir nefes yerine Hiç kımıldamadan, gölgelerinin yardımıyla Dal gibi değil, hırçın bir yaprak gibi Her an düşmeye hazır En çok da istediği yere Toprağın en derin yerine Rüya renkli bir kadeh ılık şarap Seyyan hanımın kekik kokulu avuçlarında Bir bakıyorsun gencecik, denize nazır yüzü Bir bakıyorsun buruşmuş varlığı Ne kadar çok hayat sığıyor küçücük bir aynanın içine Yıllanmış bir ziyaret gün batımından ufacık bir armağan Bir plak çiziği bazen kurcalanan bir şiirin acıttığı Seyyan hanımın dilinde taptaze sevişmeler Dilinde yalnızlıklar Dilince küflü cinnetler Gelip geçen kanatlı hikayeler Bir düşün izbe bodrum katı Biz mi maviye küskünüz, mavi mi bize Neyse ki hiç bıkmıyor gece Dudağımıza sürüklenen acılarımızı silmekten Ağzına kadar maziyle doldurulmuş bir takvim yaprağı Düşerken usulca son bir prova bir uzun bir sessizlik için Sallanan sandalye bu şehirden bile üzgün Bir taş plak Yutkunarak dönüyor Ezgisine taş basar gibi En son öyle yaparız Kır çiçekleriyle gideriz seyyan hanımın yüreğini ziyarete daha da solmasınlar diye sır çiçekleri Oktay Coşar |
tebrikler