Varsayımsal Bir Dilber Hikayesi
Kalbi bir buluta sarılı
Hızla geçiyor sedyeyle önümden Çiçekli maarif takviminde bir yaprağa Düşü durmuş Zor yetiştirdim en yakın masala Avucunda sımsıkı tuttuğu vesikalık bir terennüm Ne güzel bir dilbersin sen Mesleği sözcük trikotajı Her defasında değişik örüyor karanlığı Bir ten bir cümle bir ten bir cümle bir ten bir cümle Yaz kış demeden değil – yaz kış tortullaşarak Sanki zahir bir tarafı kalmasın çabasıyla Örtünürken kapanan, kendi ektiği zakkumların arasında Kaç lirik uzunluğundaydı ruhu ölçmedim Ölçemiyorsun mavisine bakarken Her seferinde becayiş ediyor mutluluğu Ben hatim indirmeye çalışırken bendeki heyecanını Sorgusuz sualsiz bir sır provasında Bir diş daha açıyor kendinde bekaret kemeri En son büzüştüğümüz bir anda Öyle demiştim ona : “Benimle büzüşür müsün?” “zaten büzüşüyoruz ya” demişti Hep öyle olmuyor muydu sahi Bir düzleşiyoruz bir kırışıyoruz , ezik büzük kesitler sırtımızda Loreena McKennitt söylüyor bir yandan , o tiz bir komadaylen Pamuk prensesin yedi cüceleri yerdeki cinnet kırıklarını topluyor En iyi ne çıkarır inatçı yalan lekelerini – ona söylemeliyim muhakkak Küflü buluttan tek ağaçlık ormanlar yağarken Biliyorum : Tek ağaçtan orman olmaz Ama bu benim kendi sözlüğüm Oyalanmayayım dizesi akıyor bu şiirin – ıslak harfli nemden Hala önündeyim – “dikkat masalhane” tabelasının önünde Hala içeride umut nakli yapmaya çalışıyorlar görünmez cerrahlar Elimde onun kafa kağıdı- şiarı şiir yazıyor – pembesi delişmen Aile sıra no : okunmuyor garsonun verdiği iki parça not kağıdında Neyse ki bir defa daha taburcu oluyor düşkünler yurdundan Benim aklımda hala müfredattaki kafiyesiz dört işlem Yerçekimsiz yatağımın düğümü çözülürken kösnüllüğümde Damızlık acılarım bitkin düşmüşken neyse ki – deli divanelerken bana Hayalinizin siluetini alabilirsiniz – geçmiş olsun diyorlar -Geçmiş olmasın – geçmiş olmasın – geçmiş olmasın ne olur- Üzerinden koyu kalemler bir kez daha geçsem keşke – Bunca tahrikten güç alarak – onca tahripten kaçarak – g,izleyerek tahriş olan renklerimi - gizlenerek kekremsi ahlakımdan kuşe rüyalarıma ince ince yazarken tüm bunları ne kadar uğraşsam da değişmiyor bu masalın sonu ben hep yalın ayak – onda hep tek papuç kanguruların keseleri ağzına kadar yarım anılarla dolu gökten hüsran yağsa benden bilecekler sanki Ağırlaştırılmış bir matlık cezası- bu saatlerin bana kestiği ceza Düşlerde tahribattan yine bir tevkif durumu belki de Bana kalan bu oldu- varsayımsal bir dilber hikayesinden Oktay Coşar |