EmanetEy ömrüm gittin de kime vefa dedirttin Sönmeyen bir yaraya merhem mi sandın Adın kadar ezberinde olan bu aşkı Kine bulayan bir sevda yanağına astım Kanım soğuk kanatlarım kırık Gecelerim sıratlardan geçip geldi Ölümsüz dediğim sevgim peşinde Şimdi söyle , yıllarımı verdiğim Unutturabilecek misin ? Unutabilecek miyim? ---------- Matemimde , sızımda yıllar sonra Bizi biz yapan duyguya Yeniden bir isim bulabilecek miyiz? ’’Yarım kalan hikayeyi yeniden yazıp Ellerimi tutup bırakırsan ezerim bu yüreği Bitti dediğim bu defterin kapağı açılınca Yakarım kendimi , hecelerimden sökerim seni Senden kurtulur öyle asarım geceleri... İçim derin kezzap kuyuları Emanetin salıncak Ya düşer matem derim delerim yüreğimi Beş kuruşluk bir kurşunla Yada asarım heceleri Yenilirsek zamanın en kahpe gününde Anılarımız bu aleme hediyem olacak Gün gün acım şiirlerimden dökülecek Kimsesizliğimin sahibi senin kara sevdanda Alnıma yazılmış bir vefasızlık örneği asılacak Bir ömrün yıllarını çalan sevda O ömrün intihar köprüsüdür Her an en olmadık zamanda canlanıp Matemim üzerine bir cila çekip Yürürsün sırat misali efkarında Yüzümü iyi hatırla , gülümseyişimi Gemileri yakıp gelirsem yıllar sonra Üzerine alınıp da karşılarsan beni En masum halinle Yüzünden yılları silip gülümseyerek Kafanı dik tut Geçit vermeyen buz yüreklerin Emanetinden koparıyorum seni Yıllar sonra sürgün ediyorum Yıllar sonra duy sesimi... Ölüm de olsa sonu , birlikte yürüyelim seninle... Yunus Özkan |
okuması keyif ve kaz verdi yüreğinize sağlık
kaleminiz daim ol saygılarımla..