Yalnızlık Rıhtımı
Issız sokaklarda yürüdüm
Coşkun ırmaklarda ısıttım akşamımı Yıldızlar dokundu saçlarıma yüreğimin çekingen dudaklarında. Cadde cadde soludu bedenim soğuğu sevdalı yürekler tuttu ellerimi Yüzümün aynalarında sevdim gülüşünü Gönlüme değdi bize görünmeyen yıldızlar Anılarda yıkadım yüzüklerimi Kalp sızıları çektim cennet bahçemde Bağcıklarını çözdüm hayatın sensiz akşamım biterken Sevgimin kapılarını çaldı dertli dokunuşlar Seslendi bana birleşen tümceler Dilimdeki acı anlattı sensizliğin nasıl bir tat olduğunu Anladım yalnızlığı kollarım boşluğu sararken Serseri karakış ısıttı şöminemi ateşlerde Susadı çiçeklerim ilkyazda Soru işaretleri dokundu ünlemlerime Sen uzaklardan bakarken bana İçime yağdı sevgimin yağmuru Islandı benliğim çakıl taşları ellerimdeyken Saçlarım düştü püskül püskül önüme Sana özlem duydum gökyüzü bana küskünken Avuçlarımla okşadım dürüstlüğümü Cam çerçevelerde sevdim pürüzsüz duyulan sesini Göz kırptı bakışın ektiğim çiçeklere Uyuşuk kirpikler Soğuturken görüntünü Özledim her geçen gece okşadığım yüreğini Sormadı bana enkazsız aldanışlar Ağaçlarım düştü bağrıma sensiz Ben seni, akşamüzeri düşünürken Yaşıyorum şimdi yalnızlık rıhtımında Atıyor yüreğim yaşlandığım kitaplarımda Saklıyor bedenimi seni aradığım kentler Arıyorum düşlerimi gecem hapsederken 08 OCAK 2012 Ömer Ardalı |