BAĞIRAMAYAN SUSKUNLUKLAR
Vakti gelmeyen ecelimi sen sundun,
sen o altın tepside diyordu, Şimdi gül alay et ister, Allahsız ,ele bir küpün içine attığın külümü, Ağlayamıyordu neydi?, sinesine batan kadının son katı acı hükmünü, Aramızda öldüren sukunet , ağlama sesine bile razıydı hatırlatırdı dünü... Lanet olsun,birbirimize istediğimiz kadar bağıramadık diyordu, Kavgalarımızı özledim, hep çocuk olurdun bağıransa ah o ben, Ağlamalarına başlardın, kıyamazdım sarılıp sustururdum birden, Severek öldürdüm yok ettim şimdi bedenini ,katilmiyim yoksa da ben? Sen ay/dın be,diyordu, yıldızlar şahitti bilinmeyen hikayesi sel, Önemsizdi aydınlattıkları yer, sen vardın hepsine bin bedel, Bir dolu rampa koymuş şu hayat, önüme bir dolusu engel, Çabalarken boğuldum, neydi ah be bizi ayıran azgın sularda o sel? Kocası konuşmuyor ama aslında çok şey söylüyor du.. BAĞIRAMAYAN SUSKUNLUKLAR İÇERİDE KONUŞURLAR binoş yine kayıp sayfalarım işte, şiir kıyısından akan yaşam ilee,, |
Saygılarımla.......