Hüzün Karası
sen de derin karanlıklara vuruyorsun ellerini
senin de yüreğinde terkedilmiş şehirlerin enkazı var her gece pencere önlerinde bükülerek dizlerin yorgun düşüyorsun duvar diplerine yaşadığımız her neyse tüm vebalini ’ben’li hatıralara üfleyerek dağları sırtıma yüklüyorsun.. karşı kıyılar eskisi gibi gözlerinde sıcak gülüş değil ne mendireklerde soluklanan martılar ne dolunaya su içiren soyka bir deniz dalgası her yanında gönüllü devriye de kol geziyor hüzün karası en yalan yeminleri gömecek çukurlar arıyor her geçen gün eskidiğin aynaları tuz buz edip her şeyi ateşe vermek istiyorsun tek kalemde dinmeyen acılar feverana dönünce dilinde geceyi delik deşik ederek uykularıma saplanıyor can çekişiyorum bilmediğin bir yerlerde çok iyi anlıyorum inan ki hiç zor değil seni anlamak bazen en çok arzuladığın duandır bana benzeyen tüm adamların şah damarını tutup koparmak Faruk Civelek |