Ölümüne idi aşk…….Sen beni önceden bilirsin Ergenliğime düşen ilk dişi çiğ tanesi de değildin hani Hayal bile edemediğimiz haytalığımızla Kırıp dökerek bıraktığımız zamansız ve talihsiz Bir ironi de kalabilirdi düşlerimiz Ben sana; Mavi düşün geveze bir delikanlısı Sense benim şehla gecelerimin pamuk prensesi Birbirimizi hatırlamamak üzere masallara terk edebilirdik Unutabilirdik yaşanmışlıkları… Kordon boyu gezinen şehir züppesi âşıklar vardır ya Ya da kemer altı kalabalığının hengâmeli sokaklarının yabancı eli Yan yana yürüyen iki yabancı da olabilirdik. Omzumuza cadde-i kebirin son fasılasıyla Aşk kuşları konardı Ve biz aldırmazdık bile Sen en taze sabah kokusuyla gelirdin Ben sana bakardım ah çekerek Sanki Cadde boyu sıralanmış bilbordların sahte başrol oyuncusu misali Tütüne bandığım ciğerimden ilk dumanı üfleyerek Düşlerdim seni sonrasında… Adı yok zamanların gülü de olabilirdi mazimiz Uykusuz hamal yorgunluğumuzla taşımazdık düşlerimizi sabaha Her gece bir çiçekçi dükkânı satın almazdım sana gönül sarayımdan Tüm sokakları olduğun yere çıkar mı idi İzmir’in Sayısız adreslerle sokulur muydum yanına Sevdamız olmasa idi… Ucunu ateşe verdiğimiz hayat hikâyemizle Zamanı iplerle çekiyorsak bugünlerde Tüm masumiyetimizin çaresizliğiyle Kol gezen hasret yangısı değil mi bunlar sevgili. Dilimizde zehir zemberek hasret türküsü Bana mısın demeden incittiğimiz aşk’ı En hassas yerinden pansuman etmeye Gecikme ne olur… Tutkumuzun adını değişince kadere Bilebile yazdık kendimizi birbirimize Korkunun ecele faydası ne ola ki Böyle iyi oldu diyelim, Ya da kötü Bırak her şey dağınık kalsın Adımızı mühürleyelim bir deftere. Anonim bir yara daha kanamasın yüreğimizde Bir bedele bin defa daha berdel’im olsun bu canım Her şeye rağmen Ölümüne sürsün aşkımız VARMISIN.??? İbrahim ALTIKULAÇ "Senin Uğruna" |
Tebrikler ....