3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
2154
Okunma
Ben, beni sende unuttum sen giderken
Bir kış günü sensizliğin ayazında,
Ardından bakarken kala kalmıştım
Unuttun mu?
Bir yanını taş duvarla ördüğün
O kurşuni geceleri gömdüm ardından
Sen, yine gri bir bmw nin ön koltuğunda
Buz kesmiş ayrılık sokağında yüreğime gömüldün…
Şu gönül telime vuran tezene, bestesiz şiirlerimin yangısı
Aşkla oyun oynamanın dili buymuş desene.
Sanki intikam yemini edercesine yere düşürülüşün
Buruk bir resmi ve otomatik vites.!
Ayrılık işte.!!!
Yaşarken ölüm…
Artık umut yeşertemiyorum çorak kaldı gönül bahçem
Ardında bıraktığın kuru bir vehim
Ve kâğıda çizilen mısralarda
İçi, dışı boş bir kelam
Sadece avutan kara yazgı kalem.
Meçhule atılır artık her adım gidilen yolun sonu bilinmez
Hesapta olmayan serzenişler artık bir fayda vermez
Takdir de yazılanlar tedbirle bozulmaz
Bu aşk iflah olmaz…
Derin bir iç çekiş ve payımıza düştü özlem
Çek bir yudum ciğerlerine şair vefakâr ney’den
Ama en zifirinden olsun
Hicaz dökülsün.
Aşk;
Ayrılık işte,
Görünen yüzü gizem
Görünmeyen nar_ı sana kaldı işte daha ne ki,
Dudaklarında ki buruk bir tebessümle
Öp dudaklarından aşkı.
Öyle bir öp ki
Vefasızlığın içi yansın…!
İbrahim ALTIKULAÇ
“Senin Uğruna”
5.0
100% (4)