Ölsem Seninle…Ve ansızın Sancısı düşüyor yüreğimize Gecenin bir deminde küsmüşlüğümüzle kadere Yazgımıza ot tıkamış Zemheri ateşimizde sevişirken gün. Ahraz dilimize doladığımız zifiri gecede Kalemimin divitinden dökülüyor mısralar Aslında şair de değilim lakin Sözcükler içtimada hazır ol da Bekliyor sanki… Anımsıyorum da Maviye aşıktı düşlerim Ölüm sessizliğini de tatmış bedenim sende Şimdi pembe düşlere yelken açmışken Bırak düşlerimizi yaşayalım Ekmek aş istemem bilirsin Bir yudum sevgimizin lezzetinde veda edelim Kısacık ömrümüze ne yazar. Öldürme beni.!!! Göm beni Teninin mısralarından soyunan Belleğinin med-cezirlerine. Anımsa Yola çıkarken kurduğumuz düşlerimiz Kuru bir çan sesi değildi, dilimizden dökülenler Baharın müjdecisi kiraz ağacı dallarına düşen Yağmur damlacıklarının tatlı nağmeleri, Mavi kubbenin bestelediği mahur bestesi idi sevgili Bu şehrin geceleri Yalnızlığımın emsalsizliği şimdi… Sustur lügatindeki asi kelimeleri Yaşamımızdaki satır aralıklarında ara Rabbimin bahşettiği güzellikleri. Bilmediğin coğrafyalara kus Ağız dolusu hüzünlerini Ve Ölgün cümlelerine Can ver.! Haya et şair Secde et Kirpiklerinin harabelerine gömdün ya güya Kıldığın nafile namazlarını Bak Güzellikler doğuyor ufukta Kim bilir ne sırlar saklıdır yalnızlıkta.! Şimdi Biriktirdiğin cümlelerini atıp omzuna Gitme vakti Yalpalayarak yol aldığın Adı konmamış şiirlerin Salasını okunuyor, Meczup yüreğinin kanat çırpışlarında Vurulurken Mavi. Ellerin de aşk kanıyor.! Fırtına sonrası son sükunet bu Kapat gözlerini Dudaklarından sarkan o masum çocuğa Emanet et yüreğinin iplerini Kurumuş düşlerini yeşert yeniden Göz kırpma ölüme… Tan vakitlerinde Avuçlarımız uzanırken Tanrı’ya Sırata gömülsün günahlarımız Ruhumuzun kirliği arınsın bedenimizden Ateşten nehirler geçsin sırtımızdan Mumdan gemilerimiz erisin tek/tek Ve biz ölümü tatsak birlikte … Ben yalnız sana sürgün Mısralarımla kokundan öpsem Öpsem Ve ölsem seninle… İbrahim ALTIKULAÇ “Senin Uğruna” |
Kutlarım.
Beğendim.
………………………………. Saygı ve Selamlar…