DÖKÜLSÜN AŞK NİNNİSİBir hava esmekte ki, boğan bir efkâr ile Bir bakarsın doğudan, bir batıdan üflüyor Bir kalem kin yazarken, birisi inkâr ile Bütün güzelliklere bakıp kinle ofluyor Bir eski şiir ile derinden kalbe hitap Etmeye kalkabilsem üstadım Yahya gibi, Bir gözleri sürmeli cihan-değer afitap Görsem ki onda kaşlar hilal-i mahya gibi Günler, geceler geçse o eski kâşanede Has bahçeler içinde hurilere sarılsam Kendime gelir miyim; hafi tımarhanede Ehlinin ellerinde şefkatle onarılsam Bir ruh ki bu toprakta bizlere nüfuz etmiş Bir letafet sindirmiş; kulak ve göz vasıta Esas algı ruhumuz; kalpler temayüz etmiş Gel içteki resme bak, gerisi söz, vasıta Bir yanda hilal ebru sanki özel hüsnühat Gözlerden ruha akar denk eder göçümüzü Alır götürür bizi almadan fikir heyhat Yüklenir duygulara sınayıp gücümüzü Yârin ruhuna girsem havuzunda Haşim’in Berceste mısralarla o hali tevil etsem Ve o billur suyunda gözleriyle yeşimin Rengini buluversem aşk ile tebdil etsem Bu dem havuz başında uçuşan bülbüllerin Konup nazla, dallara; ahenkli tegannisi Eşliğinde zevk ile boyun eğen güllerin Kızıl dudaklarından dökülsün aşk ninnisi Güneri Yıldız (Elazığ, 14.12.2011) |