Kırmızı Ve Gece
Sönünce gecenin gözleri
Yüzleri göremezsin artık Uzaktaki köylere inerler Bağırmaları duyarsın Kırmızı da görünmez ki gecede Görünse de uzaktadır Bir küçük kız çıkar gözleriyle gecede Ellerinde kuru yufka kırıntısı Kurt ulumalarına çevirir yüzünü Bakarsın kız yok olur Sesi gelir uzaklardan Kırmızıyı bilemez bağıramaz Gece sakladığı için günahları Siyah insanlar kaybolamaz O siyah insanlar kızı alır kaçarlar Gece izleri çabuk örter Ter izleri kaybolur Sıcak birer namlu olup karanlığa bağırırlar Gözler kapandı mı gecede Namussuz bir çığlık gibi kırmızıya dağılırlar Adını söylemeyeceğim iki insan Kırmızıyı çoktan giyinmiştir Hem yakışmıştır onlara Saf bir küfür gibidir yüzlerinde Dönüp bakamazlar kendilerine Elleri toprağa yakındır Yavaştan çeker ellerini toprak Ağırlığına alışıktır Bilir bu iki insanı Küçük kız bulsa da kırmızı giysileri Sökemez ki yerinden Yürekleri kaynamıştır geceye Şimdi bu iki beyaz insan Çoktan toprak olmuştur bile Ağlamayı bilemez büyükler gibi Gözlerine sarılıp geceleri Kurt ulumalarına yaslanır Onun da gözleri kırmızıdır Sonra ilk kırmızıyı öğrenir renklerden Ve o çocuk yaşında nefret eder Kırmızıdan ve geceden |