Ve Saire-Lerimiz
Ve yorgun ve alaca bir günden sonra
ve bitkin bir zihinle yatağa uzanıp tv kumandasıyla gezinmek ve bazen seks ve bazen kitap okumak, sayfaları içimde karıştırıp ve saire Ve bazen, bazenlerin açabileceği nedenler üzerinde kafa yormak, elde avuçta kalan bir kaç kıymetli sözcükle, ve bir kadeh içki işte damakta gezinen, düşünüp dururken yine yine Ve saire Ve kaldırımda topallamadan yürümeye çalışırken Ve direksiyon başında karşıma çıkan ucube imgelere çarpmadan Ve yaşamı işte bu kadar dipsiz sorgulamak ağırlığınca sorgularken yaşamın enerjisini ruhumuza tam tersi zerketmek ve işte hep öyle Saireler ve bazen işte özenle çerçevelenmiş bir kaç cümle ve hep aynı gök farklı farklı bulutlar/şekilden şekile benzer ölümler/ sarih ölümler / renksiz ölümler / ve işte her birimizin farklı ama yatay tarihi yani yakın geçmişim / dikey tarihim Ve bazı duyguların endikasyonsuz muadilleri Ama bazı duyguların ilk üretimleri Son kullanma tarihi dolan aşklarım / arşive kalkacak Çevreye uyumlu arzularım / çevre dostu arzularım Geri dönüşüme müsait sapkınlıklarım / 41’inden gün aldı Ama bu arada hep Ve Saireler Uzar bu olgular uzar/ arsız bir lastik taklidiyle Ve saire Ve saire... Ve işte vesaireler, vesaireler, anlatamadığımız örneklerin kolaycı uzantıları / kolaylaştırılmış kaçışlar Ve Ve... Unuttum şimdi geçmiş zaman, Ne saireydi? Ne sairelerdi onlar daha, daha... Oktay Coşar |
sevgiyle..