Ayrılık...
Ayrılık…
Vuslat mevsiminde, yâr baharında Seni benden alıp gitti ayrılık… Neşe dünde kaldı, uhde yarında Bugünü zehrine kattı ayrılık… Sus dedi, hasreti câna bıraktı. Beni bende buldu, seninle yaktı. O gün efkâr ile gözümden aktı. Beni tenden alıp tarttı ayrılık... Tenhada bir gölge gibi bekleyip, Derdime binlerce derdi ekleyip, Kaçmayayım diye her an yoklayıp, Yaralı gönlümden tuttu ayrılık… Senden başkasına bakmadım diye, Sevdamın hatrını yıkmadım diye, Çehrene dalmaktan bıkmadım diye, Kıskanıp resmini yırttı ayrılık. Sessizlik vurulur artık dilimde, Rüzgârlar can verir gönül dalımda, Yad olan gezerken benim ilimde, Güya bana sıla, yurttu ayrılık… Dolaştım sabr ile onun peşinde, Yer etti bir ömür gözüm yaşında, Terk ederken beni bir yar başında Kuzusuna aşık kurttu ayrılık… Gün oldu karşımda türlü naz edip, Her gece karşımda bin niyaz edip, Zevâl dergâhına nevniyâz edip, Beni de bir kabre attı ayrılık… Yusuf MESCİOĞLU Otuzaralıkikibinonbir. |