MEMLEKET EZGİLERİ-Mehmet Pektaş’a sevgiyle- şu ezgiler yok mu, anam, şu bizim memleket ezgileri dallarına yuva yapıp tünediklerim üç öğün yediklerim nimet yerine ve zor günde hançer niyetine bilediklerim ah, onlar olmasalardı eğer, beni kurbanlık gibi bulmasalardı, dünüm de, bugünüm de, hatta yarınlarım da, eminim, çok daha başka, çok daha farklı, çok daha bilinmez olurdu benim. ama olmadı işte çünkü inanılmaz bir büyü gibi kıvrım kıvrım, sızım sızım şiir hastası ruhumun kılcal damarlarına girdiler şu memleket ezgileri, bizim ezgiler. o gün bugün dal dal olmuş ağaçlardan farksızım, yol yol olmuş yamaçlardan farksızım yad ellerde yatanların kanıyla al al olmuş dik burçlardan farksızım. nasıl mutlu olunur nasıl huzur bulunur karadeniz “akmam” derse “ben tuna’ya bakmam” derse üzer beni aliş’in sırra kadem basması dost olurum deliorman’ın şaykalarıyla. ne demekse “burçak tarlasında gelin olması” nasıl görünür “lofça’nın ardında kaya” anlamaya çalışırım her şeyi ince ince. ağlamayı öğrenirim sevinçle tanışmadan acılarım olur, sancılarım olur da denizlerden büyük, dağlardan yüce, katlanmayı öğrenirim kimseyle paylaşmadan. oysa ciğerime basar rodoplu zeynep’in kınalı topukları recep’ine koşarken: “arda boylarında sarı karınca nerelere varayım sabah olunca?” feride’yle yusuf’tan yükselen çığlıkları bir tanrı anlar ancak, bir de ben: “aman bre deryalar, kanlıca deryalar, biz nişanlıyız, ikimiz de bir boydayız biz delikanlıyız.” bazen kan donduran feryat olurum bazen yaralanmış kanat olurum bazen de kızarak kahpe feleğe kin olurum, öç olurum, inat olurum. işte o zaman, o anda işte ikrarları inkârları efkârları boş verip gönül der ki “çıkayım urumeli’ne, arzuhal yazayım beylerbeyine” yeter ki beni seven bir yâr olsun, isterse birazcık cefakâr olsun varsın adım deliye, mecnun’a çıksın, varsın ‘gizli sevdalarım aşikâr olsun’. ayrılık girmeyegörsün araya, görünmeyegörsün gurbetin yolu uçuşurum toz toz olup tutuşurum köz köz olup konuşurum söz söz olup sesim dağlarda taşlarda çınlar yeri göğü insafa çağırır sesim: “yağma yağmur, esme rüzgâr, yolda yolcum var benim”. ve hep böyle ezgilerle yaşadım ben, onlarla dalgalandım ve onlarla duruldum. kendimi onlarda yitirdim derken, yine onlarda buldum. bu yüzden memleket ezgilerimle ben yönünden şaşmayan ırmak gibiyim dalından düşmeyen yaprak gibiyim acıda da, sevinçte de, aşkta da sırrını deşmeyen toprak gibiyim. |
tebrikler
Dilerim yaşadığın doğduğun şehir ve adım atığın heryer neşe ve huzur dolar
Selam saygı sevgi ve dua ile
A.E.O