Ankara'ya Sağanak Bir Yağmur Yağar
dizelerimi savurdum rüzgâra,
dinsin istedim içimdeki acılar. çığlıklarım yükselirken göğe, hüzünler doldurdu yüreğimi. gözlerimden akan yaşlar hicranın nehrine karıştı. dağı taşı inletti sonsuz haykırışım, neden bir sen görmedin gözümdeki efkârı. ellerimi açmışım sanadır yakarışım, duymayı hiç istemedin sözümdeki efkârı. şiir yazmak isterim dalgaların kıyısında, her bir dizesi hüzün olan. gururumu aldım ayaklar altına bir akşam vakti çıktım geldim kapına, pencerenden öflez bir ışık süzülüyordu, karanlık geceye inat. elinde sigaran camın önüne gelip gidiyordun, gölgeni görüyordum. ama sana gelemiyordum. Ankara’ya sağanak bir yağmur yağıyordu, yağan yağmur damlaları yaşıma karışıyordu. üşüyen ellerimi göğsüme sarıp, saçlarımdan akan damlaları silip, ürkek adımlarla yürüyordum, simsiyah gecenin bağrında. bir sızı oturdu kalbimin tam içine, sensizlik düşüncesine daldım. yorgun bir yürektim tarih boyu ezilen, durmadan horlanan, mezatlarda satılan, sevdalarını bile yaşayamayan. ıssızlığın kıyısında oturdum, yağmurdan sırılsıklam olmuş bir halde. bir aşığın çığlığı dedim uçan kuşlara. yitirilmiş umutlar ikliminde sensizlik limanında. karanlık sokaklarda şimşek gibi çakmadan, sevdanın ırmağına çağlayıp da akmadan, giderken ey sevdiğim ardına hiç bakmadan, bilmeyi hiç istemedin özümdeki efkârı. Hüznün şafağı henüz yeni doğuyordu, Ankara’ya sağanak bir yağmur yağıyordu. Coşkun MUTLU |
dizelerimi savurdum rüzgâra,
dinsin istedim içimdeki acılar.
çığlıklarım yükselirken göğe,
hüzünler doldurdu yüreğimi.
gözlerimden akan yaşlar
hicranın nehrine karıştı.
dağı taşı inletti sonsuz haykırışım,
neden bir sen görmedin gözümdeki efkârı.
ellerimi açmışım sanadır yakarışım,
duymayı hiç istemedin sözümdeki efkârı.
şiir yazmak isterim dalgaların kıyısında,
her bir dizesi hüzün olan.
gururumu aldım ayaklar altına
bir akşam vakti çıktım geldim kapına,
pencerenden öflez bir ışık süzülüyordu,
karanlık geceye inat.
elinde sigaran camın önüne gelip gidiyordun,
gölgeni görüyordum.
ama sana gelemiyordum.
Ankara’ya sağanak bir yağmur yağıyordu,
yağan yağmur damlaları yaşıma karışıyordu.
üşüyen ellerimi göğsüme sarıp,
saçlarımdan akan damlaları silip,
ürkek adımlarla yürüyordum,
simsiyah gecenin bağrında.
bir sızı oturdu kalbimin tam içine,
sensizlik düşüncesine daldım.
yorgun bir yürektim tarih boyu ezilen,
durmadan horlanan,
mezatlarda satılan,
sevdalarını bile yaşayamayan.
ıssızlığın kıyısında oturdum,
yağmurdan sırılsıklam olmuş bir halde.
bir aşığın çığlığı dedim uçan kuşlara.
yitirilmiş umutlar ikliminde sensizlik limanında.
karanlık sokaklarda şimşek gibi çakmadan,
sevdanın ırmağına çağlayıp da akmadan,
giderken ey sevdiğim ardına hiç bakmadan,
bilmeyi hiç istemedin özümdeki efkârı.
Hüznün şafağı henüz yeni doğuyordu,
Ankara’ya sağanak bir yağmur yağıyordu.
Tebrik ederim.Çok güzel dizelerd.