YAK ÇERAĞI CENNETTEHer sessiz duruşumda sandın düşünüyorum Her gördüğüm gölgede bir başka tahayyülle Her duygusuz solukta canda eşiniyorum Kan beynime sıçrıyor bu aşka tahayyülle Bir dünya bulabilsem içime sindirdiğim Üç boyutlu tasavvur imkânı var mı acep Sürdürürken hayatı arzumu dindirdiğim Süreçte hata yapsam Rabbim yakar mı acep Bir rüya âleminin açıp sırlı yüzünü Seyre koyulmak kadar tatlı bir şey var mıdır Ve elinden tutarak yârimle gökyüzünü Dolaşmaya çıkarsak acep gökler dar mıdır Der ki dervişin biri, elde kamıştan ney’i Dönerken başın gibi, o meyden içtiğinde Üfleyince anlarsın yaşarken bu deneyi Sanırsın ki âlemsin kendinden geçtiğinde Gel de benim gözümle gir bak her şey aşikâr Göreceksin hayali, hayallerle sarılmış Ve bağlamış ipekle yar saçını zülüf-kar Gözleriyle can sunar; can ki, canla karılmış Ve Rabbim tasavvurda köksüz ağaç bitirir Lakin köksüz insanın olmasına kıyamaz Objelerin imgesi bazen cezbe yitirir O yüzden bizim dalda bülbül de şakıyamaz Biz olduk tuba dalı ve yaprağı, cennette Salındık huşu ile nidamız Allah Allah Ve dedik; “Ulu Rabbim!” Yak çerağı cennette Cezbe ile çağladık sedamız Allah Allah Güneri Yıldız (Elazığ, .01.12.2011) |
Lakin köksüz insanın olmasına kıyamaz
Objelerin imgesi bazen cezbe yitirir
O yüzden bizim dalda bülbül de şakıyamaz
yazan yürek var olsun diyorum... muazzam bir siir üstad saygilarimla,,,