Affettim Rabbimi!
Ne tanrıya ne insana ne de zamana dokunmazdım..
Bilirdim ki dokunmak ait olmaktır... Bilmek yetmiyor; yaşamakla göğüslemeden! Yaşadım ki dokunmak sahip olmaktır! Bir avucumla nehirlerini okşadım diye Şimdi dağlar kapanıyor parmak uçlarıma... Anladım: neyle dokunuyorsan o, ellerin oluyor! Yeminim o yüzden: artık dağ(ılan)lara bakmayışım... Dokunmak : kıblesi yaşamla dönenlerin olsun! 1) Beni karanlıklar içinde bıraktılar Bir aydınlığı kundağa sarıp gözlerime verenler! Öğretmenimdin sen! Gözlerimi açtın ve körler arasına bıraktın! Şimdi görmeyi yeniden öğreniyorum. Gözlerimi oyarak çıktığım bu yollarda Senden öğrendiklerimle yolumu kaybettim. evimizin dışında yollar değil, bataklıklar... ”Öğrettiklerimi unutma” diyerek tembihledin: Katlettin beni! Gerçek iyilik: “Tüm bildiklerini unut” demekmiş! Öğrendim: yürünmezmiş; "bildim" diyerek bataklığa... Şimdi yürümeyi yeniden öğreniyorum Ayaklarım artık boğulanlara uzatılan dal. 2) (Zaman: Çok sonra...) sen geleceksin gözlerimin önüne Saçlarını kan denizinde yıkayacaklar Bir atın üzerindesin Gelinliği ata giydirecekler; senin elinde ise bir ayna aksim sende... At hızlanacak "Nereye gidiyorsun" diyeceğim ben koştukça dallar fışkıracak bedenimden Ağaca döneceğim yapraklarımla savrulacağım ardından Kan... Saçların ve At... Ayna ve Ağaç... Patnos’tan sonrası hep karanlık Dokuz Ağaca kadar anca geliyorum Dokuz kere seni soruyorum Dokuz köyden de kovuyorlar Dokuzum çıkmadan adımı yakıyorum! Ellerimin de çürüdüğünü görünce anlıyorum: Sen de mutlusun! 3) Göğe bakmak yerine artık Bütün kuşların kanatlarına gözlerimi sürüyorum. Birileri beni alıp evime götürüyor Korkuyorum ya gökte giderse Senin gibi... Kalbimin üzerine kapanmış ağlayan bir tanrı ah ben hangi rabbin reddiyim böyle? Kutsal kitaplarda/n "çıkış" olmuşum 4) Herkesin susan yüzüydü oturduğumuz sofralar Gözlerimi verdim, açsınlar diye iftarlarını.... Sen yoktun diye herkes vardı! Herkesle dua ettim; Yıkılmasın diye kalbin Duydum; Tavanı göçmüş yüreğinin. Ne mutlu sana; Gökyüzü akar artık kalbine 5) Yeryüzü cehennemleri öpmüş benim alnımdan "Nereye gidiyorsun" diye sorma Cehenneme gidiyorum Kardeşlerimi bulmaya Affettim Rabbimi Artık yanabilirim... Kayıpkentli-Kıztaşı-İstanbul 16 Eylül 2011 Cuma 04:50:25 Not: İzafi Edebiyat’a Teşekkürler! |
Seyyit Kutup gibi anlayamazsa insanlar seni...Sonun harap..
Tebrik ediyorum kalemini yorumda süper...
Sevdayı hak etmeyenlere duyulan sevgilere ne yazık.............
Sevgi ve dualarımla sonsuzca..
(Patnosta çok sevdiğim bir dostum vardı trafik kazasında kaybettim, sayende rahmetle anıyorum)
..
Hem ağla hem amin de...Sen de benim kadar yan hicran cehenneminde.......
:'(