Alaturka Abdal// bazen adımlarımı sırtıma alıp gidesim geliyor // nerden , rüzgârın o kokulu nefesinden toplayıp şehri ayak altı adreslerinden taşınmalıyım kılıfına uymayan uykulardan çalıp düşleri saten sabahlarla örtünmeliyim karanlık geceden düşer aydınlığın yüzü yıkanır güneşten evvel ne az öncesi izler kendini ne de sonrası mecbûriyetin tırnakları çizer gidişâtı kirpiklerin tutsaklığındaki katreler teker teker kaçar kıllı parmaklıklardan her hamle çıkmaz sokağa varırken her hedef ıskalar menzilini gözlerin dolmayan çukurlarından yaşamaya başlar toprağın ölü anatomisi bu arada ; bahar kalıntılarını süpürüp kırık esmerliğini temizler güz aralığının vakitsiz kaçışlara harcanmış bedeller duvağımın ön yüzünü işler biraz yırtık biraz dağınık ve biraz da ucuzdu duruşu emeği sıfırlanmış kârsız adımlar b/ekler beni artık biliyorum hadi ! son kez târumar edelim şehri kendi evinde kendi nefsi ile ıslatalım yağmur kızı son kez bozalım dalgaların yuvasını kıyısız kurutsun o uzun saçlarını alaturka bir kitabın kelime aralarında olgunlaşır yine sevda nâmeleri tıpkı diğerleri gibi giden belli eder , kalan hep niyetli evet , kararım doğru . . . ve ben bir abdalım kamburu dolu 05/12/2011 17;55 eMİNE |