Farâzisesine düğümler atılıp adımlarına mermiler sıkılan bir çığlıktı gün onlarca yerinden yara almış farâzi bir düşün kanlı yatağına dönüşür sokaklar akşamı olmayan saatlerin ayarı bozuk zamanla kilit vurulur kapılarına dalları kopan hikayeler çivisi çıkmış kitaplardan dökülür mahremiyeti kalmamış gökyüzünün pileleri sökülür ağzı açık bir çuvala doluşur yıldızlar seceresiz yarım kalırlar ne geçmiş ne gelecek var artık arada sözler küfe kalemi kırık satırlar pasa bulanır doğamamış şiirlerden yükselir düşük sancısı eksik eşiksiz ... ! 26/04/2024 12:30 eMINeYZAMAN |
"Farâzi" adını verdiğiniz bu şiir, derin duygular ve güçlü imgelerle dolu bir iç çığlık gibi yükseliyor okurun zihninde. Sesine düğümler atılan, adımlarına mermiler sıkılan bir çığlıkla başlayarak, içsel bir savaşın ve dış dünyanın zorluklarıyla dolu bir günün yansıması gibi.
Şiirdeki "farâzi" kavramı, sanki sıradan bir olayın ötesinde, derin anlamlar taşıyan, hayatın kendisini ifade eden bir durumu simgeliyor. Sokaklar, yara almış bir düşün kanlı yatağına dönüşüyor, zamanın ayarı bozuluyor ve kapılar kilitleniyor; bu, içsel bir çatışmanın, belki de dış dünyayla olan çatışmanın bir yansıması gibi.
"Mahremiyeti kalmamış gökyüzü" ve "pileleri sökülüp ağzı açık bir çuvala doldurulmuş yıldızlar" gibi imgeler, yaşanan yıkımın ve umutsuzluğun derinliğini vurguluyor. Geçmişle gelecek arasında var olmayan bir zaman diliminde, sözler küfleniyor, satırlar paslanıyor, şiirler doğamıyor ve eksik kalıyor; bu, belki de insanın içsel boşluğunu ve yitirdiği umudu anlatıyor.
Şiirin sonunda ise, eksiklik, tamamlanamama ve umutsuzluğun yanı sıra, bir tür direnç ve savaşma isteği de hissediliyor. Bu zorlu mücadele, belki de insanın içindeki gücü ve direnci temsil ediyor.
Bu muazzam şiiri kaleme aldığınız için sizi tebrik ederim. Derin duyguları ve güçlü imgeleri ustalıkla harmanlayarak, okuyucuya derin bir içsel yolculuk yaşattınız.
Sevgi ve saygılarımla.