36
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
2683
Okunma


/ Çaldığımız her kapıda, çarpar yüzümüze esrikliğimiz ve
bir hallaç elinde, yere vurulur nefesimiz… /
İçine girdiğimiz her öykü, gurbettir aslında…
Yalnızlığın sus sesi
İliklerimize zerk eder kendini
Çeker kelimeler ipini
Lâl vaktidir düşen dilimize şimdi
Bir dantel inceliğindedir yaşam
Bir pencere bırakır ardında, tamirsiz
Uzar zemheri
Buz keser sıcak tenimiz
Kırgın bir su akar avludan
Taşır üzerinde küfürleri
Gülüşlerimiz intihara meyilli
Bilmeli, sabır selamet değildir artık
Okşar ölümün soğuk yüzünü
Neşter kesiğini sardığımız erguvan
İnatla hayatı öteler, hürmet etmeden
Tuzu kuru değil artık yaşamın
Eprimiş hayat yorgan olur üzerimize
Katmerlenir zakkum gülleri, yediveren açar
Aydınlatmaz yorgun ışıklar
Ve,
Her ev acısını içinde saklar
Nevin Koçoğlu
5.0
100% (19)