Büyüdükçe Büyüdü Hicrânımız
Bilsemki dinmeyecek yüreğindeki sızı,
Bilsem hayallerinin rengi neden kırmızı? İşte bu muammanın sırrına erdiğim gün, Sığındığın limana tez elden varacağım. Ve kendi başlattığım bu kapkara sürgünün, Hesabını evvela ezelden soracağım. Gökler soluğa muhtaç, toprak bir damla suya, Lâkin duyduğun hasret niye, sonsuz uykuya? Anlamak güç olsa da şimdi gönül dağını, Büyüdükçe büyüdü hicrânımız kat ve kat. Henüz bizi bulmadı düşlenen büyük vuslât, Henüz erken değil mi örmek kader ağını? Bu bekleyiştendir ki her demden yakarışlar, Bir bekleyiş ki ölsek, bunca ölünmez ey yâr! Çatlasın hâsetinden şu lâhza yalnızlık, gel! Gel! Yeter ki yanıma, sonrası pek muhtemel! Bilirsin! Hür çilene, bütün yazgına varım. Yine bilirsin! Seni yalnız ben tamamlarım. Başlarsa o tutkulu sevda kaldığı yerden, Hikayesi en ulu, ihtişâmı mahşerden. İlker Tokgöz |
Eyvallah İlker bey