Ruhumuzda Engizisyon ÇığlıklarıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Hikayesi kendi içinde bir çelişki. Anlayabilmek için yürek ve insan olmak yetmiyor...
Çelişkinin taşını attım kör bir kuyuya İncindi su, öfkeyle ışığa döndü yüzünü İnançsız sarmaşıklar ayrıldı kuyudan Delinin biri seslendi çok derinden ‘Çıkarın beni bu bilinmezliklerden’!. ‘Taş yerinde ağır’ dedi ölümsüz kâhinler Su küskün, asırlık yatağından edildiğine Kapalı kapılar ardında tanıksız duruşmalar Engizisyon mahkemelerinde ağır vebal Yangını kanla söndürüyor tulumbacılar! Aşınmış köhne duvarlarda kayıp ismimiz Yanık dillerimizde isyankar bir travma Paslı bıçaklarla doğradık kanlı ekmekleri Sürgün kentlerde nafakamız gündelik Hangi acının koluna yapışsak hep ezik Tesadüf yaşıyoruz, coşkumuz küfelik! Sus artık dilim, susmak en karlı seviye İsyan ettiğin şey asılsız, gereksiz bir paye Karavana atışmaların yurdu olmuş bu küre Nefretimizin denizinde açtık yelkeni güneşe Yangın yerinde oynuyor gönlümüzdeki yalnız efe Bunca sitemleri biriktirdik aşikâr yüreklerimizde Bir fısıltıyla da olsa sokulalım canlar birbirimize! Bozulan niyetlerin devrilmiş sofrasında ameller Fikrimizin önemi yok, sabitleşti yoz düşünceler İzahı maraz değişimlerle kuyuya düştü bedenler Asilliğimizden eser kalmadı, yanıyor yürekler Simyacılar bitkin, sararmış dosyalarda gerçekler Devrik düellolarla sevgimizi sınıyor siyasiler! Lal olsun artık yaşamak, atsanız da gerçekleri ateşe Düşmanca sarılışlarla bilendik, sermayemiz neşe Utancın duvarlarını örüyorlar aramıza kifayetsizce Meçhule giden o gemiye doldurulduk 35’lerde Özümüzde hıçkırık, yönümüz kırık artık kıbleye! NOT: Bütün dostlarıma ve duyarlı arkadaşlarıma tek kalemde TEŞEKKÜR ediyorum. Bu zorlu süreçte yürekten kopan gerçeklere omuz oldular. Toplum olarak yaşadığımız çelişkilerin adını birlikte koyduk ve bir olduk. Sağ olsunlar. Var olsunlar... Selahattin Yetgin |
ONUR*71 tarafından 12/2/2011 10:39:39 AM zamanında düzenlenmiştir.