DURGUNLUKuzanmışım sırtüstü vefasına çimlerin demir atmış bakışım kimsesiz bir buluta, zaman bir cani gibi tüyüyor sanki tin tin mekâna veda edip bu derin durgunlukta. rüzgârgülü mıhlanmış geçmişin kör ininde, kabuk bağlamak üzre yaraları mazinin. bir çocuk gülüşü var göğün maviliğinde ağrısı buharlaşmış sanki huysuz dizimin. ışınların nefesinde, sessizliğin sesinde esintisi tozuyor huzurun ılık ılık. yorgun ruhum esniyor miladın öncesinde bir müze köşesinde vicdan gibi satılık. durgunlaşmış enginler, durgunlaşmış tüm doğa, sanki yeni bir şeye işaret bu durgunluk. kuşkular umut olup sarılmış bir yumağa bir güven sahilinde güneşliyor yorgunluk. ben de zincirlerini kırıp zor anıların ilk defa uzanmışım huzurun kuytusunda ve ilk defa ardından bunca kirli yılların durulmuş duygularım duruluğun suyunda. |