ŞİİRLERE SARDIM ÖMRÜMÜ...
Geçerdi ulu merhaleleri vaktin, mey kaplı bir mevsimin divanından.
Yorgun, yılgın ve sair kisvelerinden sin boyaları akardı ışıldayan karanlıklara… Kınından sıyrılmış poyraz kesiği düşlerden Cilalı tanımlar katılırdı akşamüstlerine Ve savruk cümlelerden doğardı her yeni gün Uzak bir şehrin senfonisine. Ben daha küçüktüm… Yavaştı adımlarım belki diğerlerinden, Gözlerim, izlerime tedirgin Sorularım çınlardı ceplerimden, t/aşkın akardı Berraktı, isimsiz bir çağlayan düşlerimde. Çözülürdü her seher, sır dolu yarınlardan kalemim, Birkaç dünden başlardı en savunmasız gerçekler, Kendi sesimden, İlk kırmızı masallarım gibi başlardı Dizlerimin çakıllarla sevişmesinden… Sabrımı sunardı gökyüzü mısralarıma, Kederim boyunca açardım yüreğimi Islatırdım tüm yanılgılarımızı hançeresinden. Yunsun diye ellerinde menziller Gitmek ve varmak arasına düşsün diye Kendini götürebilmenin asaleti, Ateşlere saçarak gülümü, Aydınlığa, Ve şiire sarardım ben ömrümü… 28.11.2011 m.abdırgan |
Tebrikler....
Fakat satır aralıkları çok olmuş sanki...
Birbirine yakınken daha sıcak oluyor satırlar, bence tabii...