TOPAL OSMAN AĞA
Şöhretinin rüzgârı Anadolu’yu sardı,
Hey gidi Osman Ağa, tek başına bir ordu; Kendi gibi korkusuz halktan birliği vardı, Dağlarda sancaklaşır, vatanını korurdu. Şahlanır şir-i jeyan, uyan ey dağlar uyan, Bayrak bayrak sel olur vatan aşkıyla doyan, Osman Ağa geliyor dense sesini duyan, Düşmanın damarı da çeşmesi de kururdu. Köpürür Karadeniz, hırçınlaşır dalgalar, Kartal gibi dalardı mevzilere tolgalar, Öyle bir azamet ki dağı, taşı çalkalar, Ayağının izini gören selâm dururdu. Kendini kale sanan güçlere vuruyordu, Öylesine kuşatıp, düşmanı kırıyordu, Karşısında cepheler adeta eriyordu, Vatan genişliğinde O, bir menzil olurdu. Bileğinin gücüyle var mı başka miralay? Olsun mahiyetinde kendine özgü alay; Kurtuluş savaşında bir mucizevî olay, O’nu bu halk gözünde hisar gibi bulurdu. Giresun Kalesi’nin burcunda anıt mezar, Oturmuş ülkesini yüksekten eyler nazar, Hâlâ zorbalıkları, puştluğu görür kızar, Her zaman O bu hale hırsla öfke solurdu. |
Saygı ve selamlarımla.