Ruhumun Mezar Taşına Adını Yazacağım
Ruhumu defnettiğim beden kabrimin,
Mezar taşına adını yazacağım. Adı : SEN, Soyadı: SEN Doğum : SEN’de doğdu Ölüm : SEN’le öldü… Bilmiyorum Sen’i yazmama gerek var mı? Ruhum Sen, beynim Sen, Aklım, bedenim, yüreğim Sen olduktan sonra… Beden kuyusuna düşmüş Yusuf gibiyim, Hangi kuyuya düşen Yusuf, bir bezirgânın ipine sarılmadı ki? Hangi güzel, Züleyha bakışlarıyla, Demet demet çiçekleri kondurmadılar ki, Yusuf’i cemallere… Ey benim gönül kabımı doldurduğum abı hayat, Ben herkesten çok seni özlüyorum, seni bekliyorum… Aklar inen gözlerime, bir bakışlık Sen sürmek istiyorum, Sensizliğime yırtılan gömleğim şahit olur, Ben bu halimle beklemem amma, bir ömür boyu Yakup gibiyim… Ve gözlerim de yüreğimle birlikte kör oldu. Kör olmaya razıyım, çünkü sensizliğin olduğu yeri görsem ne çıkar, Zaten senden başkasını görmek istemiyorum… Testinin içinde ne varsa, dışına da o sızarmış, Şimdi içimde ki Sen, kelime kelime olup, yüreğimden sızıyorsun, Başka söz bilemem, her söz yalnızca Sen’i anlatır, Başka yön bilemem, her yön sana doğru, Başka yol bilemem, bütün yollar sana çıkıyor… Bütün yollar sana çıksa da korkuyorum yürümekten, Ya yeniden gidersen? Ya kendini yeniden bilinmezliklerin sahralarında aratırsan? Şimdi anlıyorum Kays’a, neden Mecnun dediklerini ve sana, neden Leyla diyeceğimi… Ey Yar, ben seninle de, sensiz de Mecnun’um, Senin varlığın da, yokluğun da bir yüreğimde, Çünkü sen var iken de, yok iken de SENİ ÇOK ÖZLÜYORUM. Ve ey Yar, sen benim bütün benliğimi kuşatmışken, senden ayrı olmayı düşünemem, Sen benim içimdeyken bile hep özlenesi oldun, Seni hem içimde taşıyorum, hem de hala özlüyorum… Sana olan hasretimi anlatamam, kelimeler yetersiz kalıyor, Yine de bildiğim bütün kelimelere manaları yüklüyorum, Cümleleri sadece Senin için istifliyorum, Ve ey Yar, yüreğimle konuşurken, Sen hep yanımda oluyorsun, Ve ey Yar, kırık dökük kelimelerim bile, Senle çok güzel… Şimdi ben bütün hücrelerimle bile Sen olmuşum, Ben diye bir şey kalmamış bende, Acısıyla, tatlısıyla şimdi SEN’i yaşıyorum, Anladım ki, pervane olmak ateşe âşık olmakmış, Ateşte olmakmış, ateş olmakmış. Sen ki benim yüreğimde yanan ateşsin, Nasıl olsa ateşine düşmüşüm, yanmışım, Ey beni kendin eyleyen Yar, SEN olmuşum… Soracak mısın bana, neden adımı mezar taşına yazıyorsun diye? Kim bilir, belki bir gün, yüreği aşk yarasıyla yaralı birisi ziyaret ederse, SEN için benden geçenin ruhuna bir nefeslik SEN bağışlar, Ve bu köhnemiş beden kabrimi, SEN’le doldurur… yakup çak |