Bilesin
Saat kulesi gidişine ayarlı
Yasta ellerimi bırakışına Zeytin tanelerimde iki ateş böceği Bağladığı karada arıyor yanık izlerini Gelmezsen Yangına fitil olup öleceğim.. Terine nişanladığım kanım aksın ki Gözlerine usulca değip gideceğim… Dramatik şovlar sergileniyor O bir çift ela’nın büyüdüğü şehirlerde! Yetişemiyorum ellerine… Kırmızısından açmışım ittiğin çamurun içinde Tomurcuğundan Islanmış bir gülüm nihayetinde… Kırlangıç sürülerine takıldı göç niyetlerim Adımlarım ve ben gittim aslında Kalan sadece gölgem adımlarının izinde En siyahından… Matemi taradım saçlarından İpek tüllerden duvaklar örttüm Yasımı yasak duvarlarına dokudum sessizce… Yarayı okşadıkça dökülen kabuklarla dolu sesinde Ah! Kalbim irinli bir yalnızlığın pençesinde Penisilin dönüşün tedavi edemez! Kangren olmuş yarayı Çekilsin tırnaklarım göğsünden Cürüm kadar nefesimle Soluduğum da yeter üflediğim de… Yar! Dilimde adın türkülenirken Nasıl yaşanır bu yalnız şehirde Lâl kesilsin sütten ağzı yanan dilim Ki mayalanmış yoğurdu üfleyeyim Asit salgılayan mideme Verdiğin acılarda yeter… Közlenmiş mangalda yakılıyor Gün be gün çürüyen yüreğim… Saçlarım rüzgâra asılı melankoli bugünlerde Korkularımdan uyanışımla görüyorum Tanrının işareti Ay, gülümsüyor yüzüme… Restini gören bir kumarbazdı oysa Aylak gece O an’a dek ayaklarından prangalıydı! Riyasından dökülünce rayihalı kelimelerin Yandı perçeminden 19.000 kere Ve sattı ruhunu iblis’e... (...) Söz meclisten içre Uzağına dalıyor hep gözlerim Hâlâ nefesini soluyorum özlemle Bir bilsen varlığın göğü barındıran mavi Dilimizde aciz hoş/çakal kelimesi… Haziran gecesine diktim, gidişinin yangınını Her an öldüm… Her an… 20.000 kere Biz Sürçü lisan eyledik aşk’a Kanı donan heykelin bağrında gizsin artık Bilesin… Neşe CÖMERT... nick: zen.. |