TUĞLAR-Yahya Kemal’in aziz hatırasına “Tekbirlerle halka iyân oldu tûğlar, Sahrâ-ı Üsküdar’e revân oldu tûğlar.” Toplandı Divân-ı Hümâyûn Çırağanda, Bir gözde letâfetiyle üryân oldu tûğlar. Saltanat mülkünün serhaddi büyüsün deyû, Fütûhat demine fermân oldu tûğlar. Saraya hapsolmaz İ’lâyı Kelîmetullah, Bir ruh coğrafyası için beyân oldu tûğlar. Makarr-ı Ulemânın yükselen kürsüsüne, Nâzenin bir edâyla ummân oldu tûğlar... “Meydân-ı cenge sâye-resân oldu tûğlar, Reyhâb-ı milk-i Nûşîrevân oldu tûğlar.” Adlin mülke esâs olduğu gündenberû, Haksızlığa el atan derman oldu tûğlar. Harbin bile hulkunu bizler kayda geçtik, Ânın içün cephede ümrân oldu tûğlar. Rûy-i zemîn, Didâr-ı Hudâ adına toplaşup, Bir hasret peşrevine mihmân oldu tûğlar. Bektâşî dergâhında sanki ermiş Post-nîşin, Yeniçeri’nin gönlüne sultân oldu tûğlar... “Sermest-i câm-ı Vuslat-ı şân oldu tuğlar, Tebriz’e reh-nümâ-ı inan oldu tûğlar.” Cihanı tahtına küçük gören Hünkârla, Devlet-i ebed’e kehkeşân oldu tûğlar. Nice kızıl mahşerde kanla yıkandı, Kanadında gürz taşıyan şahan oldu tûğlar. Gökte melekler hurûc etti ser te ser, Yerde düşmana atılan civân oldu tûğlar. Harb divânına halâyık, heyecana remz oldu, Hür düşünce ufkuna meydân oldu tûğlar... “Her yerde remz-i emn-ü emân oldu tûğlar, Hem hakka hem hâyata zamân oldu tûğlar.” Pembe dünyaların doludizgin sevdâlısı, Sipâhiler altında küheylan oldu tûğlar. Kıvâma ermiş saltanatın ilim cehdi içinde, Lazâ-i Celâl’e sahn-ı semân oldu tûğlar. Rahmin er meydanında en soylu tecellîsi, Tüfenginin kabzasında imân oldu tûğlar. Milletinin yüreğini sırmasına tâc yaptı, Millî mefâhir olmağla şâdân oldu tûğlar... “Şevk-i seferle pür-heyecân oldu tûğlar, Bâd-ı zaferle Mısr’a vezân oldu tûğlar.” Gönül tellerini kösle titretip geldi, Mehterân bölüğüne merdân oldu tûğlar. Hayra meyledüp aldı mazlûmu gölgesine, Kötülüğün şerrinden girizân oldu tûğlar. Sanki bir fettan kız, sanki bir delikanlı, Gönlümüze âteş-i sûzân oldu tûğlar. Diyâr-ı küfrün bahtına vurarak damgasını, Hükm-i ezel mülküne divân oldu tûğlar... “Hakkaa ki ser firâz-ı cihân oldu tûğlar, Ferman-dih-i zamân ü mekân oldu tûğlar.” Cephede kılınç, tahtta hatt-ı hümâyûn Tevekkeli topluma suhân oldu tûğlar. Bezm-i ezel’den berü zafer hâlesi içün, Önünde diz çökülen erkân oldu tûğlar. Bayram halayığında kös urup, nârâ attı O yüce haşmetiyle seyrân oldu tûğlar.. Sipâhi’nin savleti mûrâda ermeyince, Bahtına türkü yakıp giryân oldu tûğlar... “Yer yer misâl-i bîd-i hazân oldu tûğlar, Sultan Selim’e girye-künân oldu tûğlar.” Hapsolmadı sınırlara, gazâlara kulaç açtı, Nice cenk delisine cânân oldu tûğlar. Asûde gölgesinde bir millî cilve taşır, Ânın içün doğuştan nâzân oldu tûğlar. Son Melce’nin uğruna bir ulvî mâcerâya, Tekbirlerle at koşturup su’bân oldu tûğlar. En soylu idealin baş eğmeyen burcunda, Selçuk’dan Osmanlı’ya hükümrân oldu tûğlar! MUHSİN İLYAS SUBAŞI |
Hayran olmamak mümkün değil.
Usta gönlü akınca böyle akıyor işte.
Tebrik ve muhabbetlerimle Hocam.