)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-277-)(-)(-)(
*********************************************************
************ Gibisin ************ Dinle beni dinle ey süslü kadın Evreni kuşatan hava gibisin Mevsimden mevsime değişir tadın Bağrı yanıklara deva gibisin Rüzgar eser ağaçları tırlatır Zıt bulutlar yeri göğü gürletir Çakar şimşek semaları parlatır Aşkı barındıran yuva gibisin Dudağın büzersin surat asarsın Düşmanla barışır dosta küsersin Dut bülbül misali hergün susarsın Kaygan cazibeli cıva gibisin Çarbaşoğlu arttı derler dozların Rengi yoktur atmosferde gazların Gök kubbeyi simgeliyor sözlerin Eşsiz güzelliğe reva gibisin ***************** Aşık Çarbaşoğlu **************** 1940 Şavşat’ın Şavket (şimdiki adı Karaköy) köyünde doğdu. Asıl adı Kazım Karahan’dır. İlkokulu köyünde, ortaokulu Şavşat’ta, öğretmen okulunu Artvin’de okudu. Aşıklık geleneği ve şiirle küçük yaşlarda ilgilenmeye başladı. Köylerine gelip giden aşıkları dinleyerek ve okuduğu kitaplar aracılığıyla kendini geliştirdi. Bağlama çalmayı da kendi kendine öğrendi. Öğretmen okulu döneminden itibaren şiirleri aracılığıyla çevrede duyulmaya başladı. Sonraki yıllarda birçok aşık tanıştı ve dostluk kurdu, deyişmelerde bulundu. Bir dönem Aşık Zarrafi ile birlikte meclislere katıldı. Aşık Çarbaşoğlu uzun yıllar Türkiye’nin değişik bölgelerinde öğretmenlik ve yöneticilik yaptıktan sonra emekli oldu. Çarbaşoğlu, şiirlerinin bir bölümünü »Sınırsız Alanın Şairi« adlı kitapta topladı. KAYNAK:© BeKa Sitesi -------------------------------------------------------------------------------- ******************************************************* )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-277-)(-)(-)( Kendine bakanı mest eden güzel Sevdalı bir gönle neva gibisin Yaralı yüreğe düşünce gazel Günlerdin beklenen sava gibisin Vururum döşüme yar diye diye sen ki bu yüreği böldün ikiye Bakarım yollara gelmezsin niye Sanki kırk yıl süren dava gibisin Hep seni anlatır çıkan her sözüm Söner mi yürekte ateşim közüm Senden başkasını görmüyor gözüm Şu deli gönlümde diva gibisin İzinsiz girensin gönül şehrime Süzülüp dalansın mavi bahrime Öyle yayılmışsın sevda dehrime Gönül bahçemdeki kava gibisin Karşıdan görünce kuş oluyorum Sanki öyle kalıp taş oluyorum Kendimden geçiyor hoş oluyorum Öyle tatlısın ki fava gibisin Beterin beteri vardır ya hani Bu sevda bizlere Hâkkın ihsanı Özlem doruk yapar ararım seni Bazen de görünmez yava gibisin Sen de ona aşık biliniyorsun Hemen her sözden de alınıyorsun Urbalar içinde salınıyorsun Bak sen de Lüzumsuz,zava gibisin Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz ETEK YAZILARI : NEVA :1. Ses, ahenk, nağme. 2. Refah, mutluluk.3-TSM’DE BİR MAKAM SAVA :1. Haber. 2. Muştu DİVA :İtalyancadan geçme..1-Yıldız.2-büyük yıldız.3-en parlak yıldız KAVA :1. Çayırın bol olduğu yer, çayırlık. 2. Ucu sert ve sivri dikensi bir çeşit çayır otu. BAHRİ:1. Denizle ilgili olan.2. Bir tür deniz ördeği DEHRİ:1. Dünyanın sonsuzluğuna, ruhun bedenle birlikte öldüğüne inanan kimse. 2. Çok bilgili kimse. FAVA :Bakla tanelerinin kabuğu soyulduktan sonra yapılan zeytinyağlı yemek. YAVA : Peltek, kekeme. 2. Geveze.3-Yitik. ZAVA :Damat, güvey |
saygılarımla herdaim