HERCAİÖylece karşımda arzı-endam ederken namlunun ucunda hazırdaki aşk..! Birden sihrine kapılmamak ne mümkündü? Tılsımın öyle güçlüydü taşa bile geçerdi hükmü nar-ında yanmak neyle ölçülürdü ki... ve nasıl anlatılırdı fedailerinden kurtuluş olmadığı.. Efkarı umumiye/de hiç adın geçmezdi.. Hep bir düşe eğimli ruh halinde yaşamak nasıl anlatılırdı her gece gönüldeki tarif edilemez inceden nakkaşlığını.. Ebruli/ye çalan güzelliğini anlatıyorum bazen Suya yazı yazıyor gibi en ufak bir hata yok etmek gibi.. Kaşla-göz arası bir zamanda arapsaçına döndürdüğün hayatımı adı/nla beraber yerle bir ettin diyemiyorum işte! dilim lal kalıyorum ardında... Fırtına sonrası sessizdi içim ara sıra dalgalansa da.. Aşk şiirleri de anlatamıyordu,ya eksik ya da fazla geliyordun eksik kalanını yazıyordum ya, fazlasıyla seninle doluyken yürek ne yapsın, bunca kahır yükünü nasıl taşısın.. Ayrılıktan öylesine yorgun, bitkin çıkılıyordu işte.. Elin-kolun görünmez zincirlerle bağlıyken zaten görünmez bir ele uzanamazsın.. Hercai hüzün kokan bu yazı dokunmasın aman.. Biliyorum iklimleri bahara döndürme çabalarımda yetersiz ne dizlerimde derman, ne de gözlerimde hal kaldı gücüm yetmiyor artık beklemeye dönüşü olmayan yollarını.. Feyza muhurlu Bir eflatun.. 18.2.11-03:00 izmir |
Özenle yazılmış,duru,saf,tertemiz bir şiir...
Tebrikler ve teşekkürler