Ölüme SoytarıÖlüme yakınım , seni soluduğum zaman Sana yakın olduğum her bir an Seni içimde yaşadığım izbem Bizi hissettiğim hep yaram Biliyorum Ölüme Çok yakınım... Yorgun bir bedeni sırtladım sensiz Kime Nefes olsan üşüyorum nedensiz Tarif edilmez bir surette gönülsüz Yıkılıyorum , ölümü soluyorum... İçimde bir beden ölüme yürüyor Nefesim Nefesinde son buluyor Ölü toprağı yüreğime ekiliyor Kimse bilmiyor , ben susuyorum Son Veda’dan önce bir tek sen vardın içimde Gidişine tanıklık etsemde kurtaramadım Yüzünü bile anımsamadığım sevdalar var şimdi Sana büyüttüğüm ama seninle yaşayamadığım Besleme misali sığındığım ruhsuz sevişmeler var Ki sana dokunmaya bile cesaretim yokken dahi İçimde yer ettiğin tarifsiz duygulara ahtım var Senden sonra kimse eşit başlamıyor sevilmelere Her yanlışta senin doğrularını vuruyorum yüzlerine İşittiğim sözcükleri arıyor ruhum nefeslerinde Sen yoksun , gittiğinden beri gözlerimin adı hüzün Seni düşünen aklım duruk , donuk , dilim saflığa lal Ne kıyısında dolaştığımız o sahil eski sahil Nede canını yakan tuzlu suyun ruhu öyle güleç Taşa bastığında kanayan ayağına merhem deilmişim Dayanılmaz olduğunda akan son damla kanda boğuldum Ölüm gülümseyen yüzüne hiç mi hiç yakışmadı Şimdi Ölüme soytarı gönlüm aklını çelemiyorum... Giderken söylediğin gibi belkide sevmemiştin beni... Yunus Özkan |