Bilmediğimiz bir dünyaya gelmişiz aslında Yapraklarda şekiller, yağmurda bolluk Biz kendimizi bulmuşuz dünyada İnsanlarda bir kızıllık var, renkler soyutlaşmış avucumuzda Ve bir dirhem bir meta eder, değer vermişiz emeğimize Karşılıksız olmazmış hiçbir şey, bir gönül borcu bile… .... Özünde kırk yıllık hatırı yokmuş “kahvenin”, acı mı acı! “Süphan Dağı” içimde cebelleşir, kraterim sabırsız, Ben çekirdeğimde kavrulmadan dururum “toyluk vakti” Sonrasında ayakkabıcı gibi tokmağı indiririz topuğumuza O zaman anlarız kusurumuzu Ve bir çekiç darbesi belirir koynumuzda, elleme üşürsün sonra Çünkü sert ve merttir ellerimiz … Atlar ansızın kişner ve harada bekler yorgunluğumuz Bir kaçış belirir gönlümüzde ve nedendir bilinmez kaçışlar hep ertelenir Şamdanlarda kalır aşkın aydınlığı, iki mum bir yüzük Başbaşa kaldığımızda anlarız ki ölümle oyalanmışızdır Öyle bir enerji gezinir ki kanımızda, ondandır bu aceleci oluşumuz Hataları çekeriz içimize, halatlaşır öğütler ve biz asılırız …
Gönül sehpamızda her zaman biz haklıyızdır Annemiz öfkeyle şefkati nasılda harmanlar Biz kıskanırız sonra yaşlılığı, gençken geç kalırız olgunluğa Hep didaktiktir geçmiş, korkular nöbetleşir zamanla Biz ne karanlığı severiz ne de aydınlığı Ondandır kış ve yaz arasında kalmışlığımız Ve bir de bakmışsın ki zaman içinde yorulmuşuzdur içimiz hicran kalabalığı...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ZAMAN İÇİNDE YORULMUŞUZ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ZAMAN İÇİNDE YORULMUŞUZ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.