KİMSEYE
zamanın her kızıllıkta
kefen nal boynuz değiştirdiği öfkendeki mağaralardan duvarlarındaki çiziklerden okumalıydım onları gülün hakikatinin kağıda vuran gölgesinden değil hareketin girmeyi unuttuğu kederindeki soğuk ormandan bakmalıydım yüzlerine denizin yağmurun ölen kuşların arasından değil ateşe attığın tırnaklarının kokusuyla konuşmalıydım onlarla yılanların tilkilerin aslanların masumiyeti için olmadı,ermedi karanlıkta bir salıncakta çocukluğumla konuşan aklım sevgilim yılanların tilkilerin aslanların masumiyeti için kendime yalan söylemeyi bıraktığımdan beri senden başka hiç kimseye inanmıyorum |