KAYIP GÜNCELERçıngıraklı zaman dere tepe düz giderken bir bir yıkıldı masal dağları önümde moloz yığınları aşamıyorum bentleri.... ....... aklı bulanık bir rüzgâr harman yerine çevirdi ortalığı çakılıp kaldım endazesi bozuk yılların eteğine bir ileri bir geri adımlarımın yavaşlığında hayat ruhumun derinlerinde salak bir palyaço tek tek eskitiyor günleri güneşin es geçtiği kuytulukta demir parmaklı bir pencerenin paslı gözleriyim ne karınca sıcaklığı ısıtır tenimi ne de sarmaşık yeşilliği... hangi günahın kefareti boynumda bin yıllık fosil sessizliğinde gelir çaresizliğin ipi asıl ! asılabilirsen gönlüm gerçeğin nevrotik yüzüne ve indir yağmurları hayalsiz akşamların kör kuyusuna Yusuf’dan beterim Leyla’dan kötü artık yitip giden ömrün kayıp günceleriyim kalbimin labirentlerinde yaralı bir yusuf’cuk... elimi kolumu bağlayan vakit seller gibi akarken, ben durağan gölüm şimdi ağır gebeyim cam gözlü serçelere sağım solum karanlık tek yarenim dost gölgeler .... yine akşam yine avantör düşlerin belini kırıyor umutsuzluk dilimde martı çığlığı, gözlerimde gabya yelkeni ah ! uçuyorum enginlere... henüz üzerime ay tozlarını serpmedi yıldızlar Tanrım! ölümün rengi siyah göremiyorum biri tutsun kelebek kanadımdan... 13/10/11 firuzem |