AĞLATMA SERÇELERİMİ EYLÜLdağların tepesinde gün batımı rüzgârın kirpiklerinde göçmen kuşlar,yalnızca ben soluyorum hazanı köprücük kemiklerimde ayrılık… ..... susun! konuşmayın… sadece mevsimlerden sonbahar konuşsun sarı yaprakların hışırtısında yolunu kaybetmiş karıncanın ürkekliği dilimde topuklarımda güz yangınları gidiyorum… ver elini ayrılık… yol yorgunu dizlerimde kısrak bir sancı zamanın derinliğinde parlayan kılıç / sessizlik suskunun öyküsünü yazıyor düşen yapraklar çarmıha gerilen alnımda son kuşların vaveylası… sevme bir daha geldiğin gibi git sevgili kanla yazdığın geleceğimi unut hatırlama yüzümün kıvrımlarını, düşür gülüşlerinin incilerini gamzelerimden ah! kızıl libaslı eylül yak beni! ateş renkli günlerin korunda sarı bir akşamın alacasında göm ellerimi ruhumun kırgın yanlarını nakış nakış işle yıldızlara perde perde indir hüzün yağmurlarını üzerime ıslak bir serçenin çaresizliğinde üşürken pervasız düşlerim eteğinin altından, masmavi bir gökyüzü bırak umutlarıma ikircikli hayallerimle yıka bedenimi, güz güllerinin kokusuyla hadi öp dudaklarımı... korkma ! haydi gül gönlüm bitti aşkın sonsuz esareti eylül gözlü çocukları yeniden dirilttim geleceğin rahminde… 03/09/11 firuzem |
yazabil-mek yeterli kişiye
gerçek olan tek şey var şiirde anlam bütünlüğü tebrik ederim cana can