ölüler şehri tutanakları
İstanbul ağır ağır ağlıyordu
Eylül tüm soğukluğuyla gitmişti Evlerin gölgeleri büyürken Güneş dar sokaklarda yoktu Ekim başı aşkları ruhumu teslim almıştı Burası İstanbuldu...tereddüte yer yoktu Çiçek pasajında bir akşam için neler vermezdim.... Neler vermezdim senin için İstanbul.... İstanbul kaldırımlara sinmişti ........ Aradığım İstanbul bu değildi Seni şaraba beleyip içesim vardı Kırmızı bir gece borçluydun bana Geceyarısı sevişmeleri ağız dolusuyla ........ Burası İstanbul muydu? Galatasaray’dan aşağı yürüyesim yoktu Oturdum..... Hangi yıldaydım ? Akreple yelkovanla işim yoktu Apartmanların gölgeleri büyüyordu Güneş odama girmiyordu Güneş ruhuma neden girmiyordu? ...... Yatağın başında uyumuşum Saat sabahın dördü En sıkıntılı saat ana rahminden doğacak çocuk gibi sancılı..... günün en sıkıntılı saati.... birazdan güneş çıkacak gökyüzüne bir oh diyeceğim, yatağın başındayım İçine giresim yok Burası İstanbul mu? Sakallarımın büyümediğini farkettim belki aylar sonra Aynaya baktım suretim yoktu Burası neresiydi..?... |