Mürşit Kapısı
Kâmil-i İnsana düşerse yolun
İsyan bayrağını yarıya indir Kavgada eğilir inerse kolun Soysuzun üstüne gülleyi bindir Badeyi sunarken içini düşün Şarabın iyisi dilde tatlıdır Tamaha düşerse yırtılır döşün Güzelin makbulü ince hatlıdır Yakma yanmadıysa ciğer-i paren Eğnine giydiğin libastır çuval Tükenmez derdine sevdamı çaren Fettan-ı güzelden eksilmez zeval Şöyle bir düşünüp aklını yorsan Geçilmez dağları umman edersin Kibir’i unutup yolunu sorsan İndirip başını arşa değersin Fazlaca söylenme fazla değilsin Gönlünü göklerden ayağa indir Yüreğe dikilen ince kefensin Kötü niyetleri köşkünde sindir Cana sarılınca canan olursun Aşkın şarabını Ab-ı Kevser den Pire abanınca meşki bulursun Darına çekilir güzel Server den Kılıcın mührünü elinle dağıt Cennete dilinden rayihalar dök Kulun kapısında dinlersin ağıt Zalime baş diret vicdanını sök 10.10.2011 |
saygımla